Bolu kent merkezindeki Tepecik Mahallesi’nde, 1987 yılında yapılan kazılarla ortaya çıkarılan ve Roma döneminde mezarlık olarak kullanıldığı belirlenen alanda bulunan "Gladyatör Mezar Anıtı", Bolu Müzesi’nin en değerli eserlerinden biri olarak ziyaretçilere açıldı. Anıt, MS 2. ve 3. yüzyıllara tarihleniyor ve Rahip Secundus tarafından "teke tek dövüşen gladyatörler" adına yaptırıldığı biliniyor.
Anıtta kahramanların İsimleri ve Zaferleri Yazılı
"Kalkhedon’dan Klaudiopolis’e" sergisi kapsamında ilk kez sergilenen anıtta, Grekçe yazılmış 18 satırlık bir yazıt yer alıyor. Bu yazıtta, farklı gladyatör türlerinin adları, dövüştükleri günler ve kazandıkları zaferler tek tek kaydedilmiş. Roma toplumunda büyük ilgi gören gladyatör dövüşlerine dair bu detaylar, yalnızca bir mücadeleyi değil, aynı zamanda bir özgürlük arayışını da gözler önüne seriyor.
Anıt üzerinde yer alan bilgilere göre, gladyatörler arasında savaş arabası kullananlardan ağ ve yabalı dövüşçülere, kılıç-kalkanla dövüşenlerden atlı gladyatörlere kadar farklı türler bulunuyor. Üç gün süren dövüşlerde Campanus 65, Myron 43, Apleros 52, Margarites 75 ve Achilleus 40 zafer kazanarak tarihe geçmiş isimlerden sadece birkaçı.
Klaudiopolis: Anadolu’nun Özgürlük Arenası
Bolu Müze Müdürü Atılgan Kaya’ya göre, anıt sadece gladyatörlere adanmış bir mezar taşı değil, aynı zamanda Klaudiopolis’in (antik Bolu) Roma dönemindeki önemine de işaret ediyor. Kaya, Bolu’nun Anadolu’daki 9 büyük antik stadiondan birine ev sahipliği yaptığını ve bu alanın gladyatör dövüşlerinin son bulduğu yer olduğunu belirtiyor:
“30 bin kişilik Afrodisias’tan başlayan dövüşler, Bolu’daki Klaudiopolis stadionunda sona eriyordu. Bu da burayı Roma’nın Anadolu’daki son büyük gladyatör arenası yapıyor.”
Kaya ayrıca, anıtta adı geçen gladyatörlerin büyük kısmının savaş suçlusu ya da esirlerden seçildiğini, ancak gösterdikleri kahramanlık sayesinde özgürlüklerine kavuşabildiklerini ifade ediyor:
“Bu dövüşler onlar için sadece hayatta kalma değil, aynı zamanda özgürleşme mücadelesiydi. Roma'nın görkemli arenalarında kazanılan zaferler, onları yalnızca kahraman değil, aynı zamanda özgür bireyler haline getiriyordu.”
Bolu Müzesi'nde sergilenen gladyatör mezar anıtı, sadece arkeolojik bir buluntu değil; aynı zamanda Roma kültüründe gladyatörlüğün ne anlama geldiğini anlatan nadir belgelerden biri. Kaya’nın ifadesiyle, anıtta yer alan bilgiler, Bolu’daki Klaudiopolis Antik Kenti’nin bir eğlence merkezi olmanın ötesinde, özgürlük ve kimlik mücadelesinin yaşandığı bir yer olduğunu da ortaya koyuyor.
Bu tarihi anıt sayesinde, özgürlükleri için arenalarda canlarını ortaya koyan gladyatörlerin hikâyesi, yaklaşık 1800 yıl sonra yeniden gün yüzüne çıkıyor.