Yeni Birlik Gazetesi
Yeni Birlik Gazetesi Kültür Sanat Bosna Savaşı'nın taşlara kazınan direnişi:Tarihi camiler

Bosna Savaşı'nın taşlara kazınan direnişi:Tarihi camiler

Bosna Savaşı’nda yok edilen cami ve tarihi yapılar, savaş sonrası yeniden ayağa kaldırılarak kültürel hafızanın direniş simgesi haline geldi

1992-1995 yılları arasında yaşanan Bosna Savaşı, modern Avrupa’nın en trajik insanlık dramlarından biri olarak kayıtlara geçti. Ancak savaşın izleri yalnızca insanların yaşamlarında değil, kadim taşlarda, duaların yankılandığı mihraplarda ve yüzyıllardır zamana direnen tarihi yapılarda da kaldı.

Savaş sırasında 614 cami, 218 mescit, onlarca tekke, türbe, medrese ve vakıf yapısı Sırp güçleri tarafından sistematik biçimde hedef alındı. Bu yapıların büyük çoğunluğu Osmanlı dönemine ait ve Balkanlar’ın İslam mimarisinin en seçkin örnekleri arasındaydı.

Ferhadiye Camii: Sessizlikten Direnişe

Banja Luka - 1583’te Mimar Sinan ekolünden bir mimar tarafından yapılan Ferhadiye Camii, Bosna’daki Osmanlı mirasının mimari açıdan en seçkin örneklerindendi. Sırp güçleri tarafından 1993’te dinamitlerle yerle bir edildi. Caminin taşları bilinçli olarak yok edilmek üzere etrafa dağıtıldı. Ancak Türkiye’nin ve uluslararası aktörlerin katkısıyla 2016’da aslına uygun olarak yeniden inşa edildi. Bugün sadece bir cami değil; savaşa karşı kültürel hafızanın ayağa kalkışıdır.

Aladža Camii: Renkli Taşların Sessiz İsyanı

Foça - 1549 yılında inşa edilen Aladža Camii, süslemeleri ve taş işçiliğiyle “şaheser” olarak tanımlanıyordu. Savaşta yok edilmesiyle Foça’daki İslam kültürel varlığı da hedef alınmış oldu. Ancak 2019’da büyük bir restorasyonla yeniden ibadete açıldı. Cami bugün, geçmişe saygının ve çok kültürlü yaşamın yeniden inşasının bir simgesi.

Kuşlat Camii: Bir kayalık üzerindeki direniş

Zvornik yakınlarında Kuşlat Köyü - 15. yüzyılda dik bir kayalık üzerine inşa edilen bu cami, Bosna’nın en mistik yapılarından biriydi. 1993’te yakılıp yıkıldı, yalnızlığa terk edildi. Fakat halkın inancı ve mücadelesi sayesinde 2013’te restore edilerek yeniden açıldı. Bugün ormanın içinde yükselen minaresiyle adeta “unutmadık” diyen sessiz bir nöbetçi gibi duruyor.

Zupa Camii: Altı kez yıkıldı, ama hep ayağa kalktı

Trebinje - 16. yüzyılda inşa edilen Zupa Camii, tarihinde tam altı kez yıkıldı. Savaşta yeniden hedef oldu, 1992’de tamamen yok edildi. Ama 2010’da halkın iradesiyle ayağa kaldırıldı. Her yeniden yapılışında bir diriliş hikâyesi taşıyan cami, Trebinje’de Boşnak kimliğinin sessiz ama dimdik bir temsili.

Sultan Süleyman Atik Camii: Ruhun sığınağı

Bijeljina - Bosna’daki en eski Osmanlı camilerinden biri olan bu yapı, 1993’te tamamen yerle bir edildi. Üç gün boyunca yıkım sürdü; cami, külliyesi ve haziresi yok edildi. 2002’de yeniden inşa edildiğinde, Bijeljina halkı bu süreci “bir mezarın üstünü yeniden örtmek” gibi tarif etti.

Köprüler, türbeler, medreseler: Taş üzerinden kimlik savaşı

Bosna’da hedef alınan sadece camiler değildi. Osmanlı köprüleri, vakıf yapıları, medreseler, türbeler de aynı yok edici zihniyetin kurbanı oldu. En simgesel yıkım ise Mostar Köprüsü oldu. 16. yüzyıldan kalma bu zarif taş yapı, 1993’te Hırvat topçuları tarafından vurularak Neretva Nehri’ne düştü. Ama tıpkı Bosna gibi, 2004’te yeniden doğdu. UNESCO’nun desteğiyle ayağa kaldırılan köprü, bugün “yeniden bağ kurmanın” taş haline bürünmüş hali.

Srebrenitsa: Sessizlikten yükselen feryat

Bosna Savaşı'nın en karanlık sayfası olan Srebrenitsa Katliamı, yalnızca 8 binin üzerinde insanın hayatına mal olmadı; aynı zamanda kültürel varlığın da sistematik yok edilişini temsil etti. Bölgede camiler yıkıldı, mezarlıklar tahrip edildi, izler silinmeye çalışıldı. Ancak bugün, Potocari’deki anıt mezarlık ve Srebrenitsa’da yeniden açılan camiler, unutulmayan bir acının ve insanlık hafızasının nöbetçileri gibi ayakta duruyor.

Bosna’daki kültürel mirasın yeniden ihyasında en büyük rolü Türkiye üstlendi. TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı) başta olmak üzere pek çok kurum, yıkılan camilerin yeniden inşasına destek verdi. Bugün Foça’dan Banja Luka’ya kadar birçok tarihi yapı, bu desteklerle yeniden ibadete ve ziyarete açılmış durumda. Bosna’da yeniden inşa edilen her cami, sadece bir mimari eser değil; geçmişin tanığı, acının sesi ve barışa uzanan bir köprüdür. Bu yapılar, sadece Boşnak halkının değil, tüm insanlığın ortak vicdanına sesleniyor:

“Unutursak, bir daha olur.”