Yeni Birlik Gazetesi
Yeni Birlik Gazetesi Kültür Sanat Demirden inşa edilen zaman: Sveti Stefan Kilisesi 127 yıldır ayakta

Demirden inşa edilen zaman: Sveti Stefan Kilisesi 127 yıldır ayakta

İstanbul’un Haliç kıyısında bembeyaz bir zarafetle parlayan Sveti Stefan Kilisesi, dünyanın tek demirden Ortodoks kilisesi olarak 127 yıldır zamana meydan okuyor. Tarih, kültür ve mühendislik bu yapıda tek bir bedende birleşiyor.

Fatih ilçesinin Balat semtinde yer alan Sveti Stefan Bulgar Ortodoks Kilisesi, halk arasında bilinen adıyla Demir Kilise, 1898 yılından bu yana İstanbul'un dini ve mimari mirasında eşsiz bir yere sahip. Mihrabı Haliç'e dönük, çanları Rusya’dan gelen, ikonaları altın varaklı… Her detayı, bir kültürel belleğin ta kendisi.

Tuna’dan Haliç’e uzanan bir demir yolculuk

19.yüzyıl sonlarında Osmanlı'da yaşayan Bulgar cemaati, Fener Rum Patrikhanesi'ne bağlı kalmadan kendi dillerinde ibadet etmek ister. Bu toplumsal ve inançsal ihtiyaç, zamanla mimari bir devrime dönüşür. Viyana’da dökülen 500 ton demirden oluşan kilise aksamları, Tuna Nehri ve Karadeniz üzerinden İstanbul’a taşınır.

1896 yılında inşaat tamamlanır, iç düzenlemelerin ardından 1898’de ibadete açılır. Sveti Stefan Kilisesi, sadece bir ibadet yeri değil; inanç, kimlik ve mühendislik tarihine dair bir anıttır. Osmanlı Ermenisi mimar Hovsep Aznavur tarafından tasarlanan kilise; Neogotik ve Neobarok mimari stilleriyle bezenmiştir. Rusya'nın Yaroslavl kentinden gelen altı çan, Moskovalı ressam Klavdy Lebedev'in ikonaları, Çar’ın marangozu Ahapkin’in işçiliğiyle yapılan ikonostasis, yapının eşsizliğini tamamlar. 40 metrelik çan kulesiyle yükselen kilise, bugüne kadar her inançtan ziyaretçiyi ağırlamaya devam ediyor.

Paslanmayan bellek

Zaman içinde oluşan korozyona karşı 2006’da zemin güçlendirmesi yapılmış, 2011-2018 yılları arasında ise kapsamlı bir restorasyonla yapı yeniden hayat bulmuştur. 7 Ocak 2018’de törenle yeniden ibadete ve ziyarete açılmıştır. Günümüzde Sveti Stefan Kilisesi, dünyanın tek aktif demir Ortodoks kilisesi olarak varlığını sürdürüyor.

Balat: İstanbul’un renkli arka bahçesi

Sveti Stefan Kilisesi’nin hemen ardında, Balat’ın kendine has dokusu uzanır. Renk renk boyanmış ahşap evleri, taş merdivenli sokakları, geçmişin izlerini taşıyan cumbalı pencereleriyle Balat, adeta bir açık hava zaman makinesidir. Her köşesi tarih, her duvarı hikâyeyle örülü bu semtte sanat galerileri, butik kafeler ve tasarım dükkânları bir arada yaşar. Fotoğrafçıların uğrak noktası olan sokaklar, ziyaretçilere hem nostalji hem de görsel bir şölen sunar.

Sveti Stefan Kilisesi 127 yıldır yalnızca demirden bir yapı değil; çok uluslu bir geçmişin, mimari cesaretin ve kültürel direnişin temsili. Yanı başındaki Balat ise bu hikâyeyi her gün yeniden anlatan bir arka plan.

Eğer bu hafta sonu İstanbul’da tarih, mimari ve kültürel mirasla iç içe bir rota arıyorsanız, yönünüzü mutlaka Balat’a, Haliç kıyısındaki bu eşsiz yapıya çevirin. Sveti Stefan Kilisesi'nin zarif beyazlığı ve görkemli çan kulesi sizi karşılayacak, hemen ardındaki renkli sokaklar ise zamanın durduğu başka bir İstanbul’u gösterecek.