Kulp ilçesindeki arkeolojik kazılar, Roma ve Bizans dönemlerine dair önemli bulgularla bölgenin tarihine ışık tutuyor. 124 mezarın bulunduğu kilise kalıntısı, Diyarbakır'daki medeniyet geçmişinin sanılandan çok daha eskiye uzandığını gösteriyor.
Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı İnkaya Mahallesi’nde, 2021 yılında başlatılan arkeolojik kazılar, bölgenin tarihi dokusuna dair çarpıcı veriler sunmaya devam ediyor. Diyarbakır Müze Müdürlüğü’nün öncülüğünde yürütülen çalışmalarda, bugüne kadar 124 mezarın tespit edildiği bir kilise kalıntısında yapılan analizler, bu yapının sanılandan yaklaşık iki yüzyıl daha eski olduğunu ortaya koydu.
Roma İmparatorluğu'nun izleri derinleşiyor
İlk buluntular, kilisenin yaklaşık 1500 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu düşündürürken, son kazılarda ortaya çıkarılan Roma İmparatoru II. Konstantius dönemine ait sikke, tarihlendirmeyi kökten değiştirdi. Diyarbakır Müze Müdür Vekili Müjdat Gizligöl, kilisenin muhtemelen milattan sonra 337–361 yılları arasında inşa edildiğini, yani 1700 yıllık bir yapıyla karşı karşıya olunduğunu belirtti.
Gizligöl, “Daha önce Bizans İmparatoru I. Anastasius’a ait bir sikkeye ulaşmıştık ve bu da yapının yaklaşık 1500 yıl öncesine ait olduğunu düşündürüyordu. Ancak II. Konstantius’a ait sikkeler, tarihin daha da eskiye gitmesini sağladı. Üstelik bu, bölgede Roma etkisinin daha erken başladığını da gösteriyor” dedi.
124 mezar, 170 iskelet: Tarihin sessiz tanıkları
Kazılarda sadece mimari kalıntılar değil, aynı zamanda mezarlar da gün yüzüne çıkarıldı. Kilisenin içinde ve çevresinde yapılan çalışmalarda şu ana kadar 124 farklı mezarda toplam 170 bireye ait iskelet tespit edildi. Aralarında bebek, çocuk, kadın ve erkeklerin bulunduğu bu bireylerin bir kısmının taş sandukalara, bazılarının ise oldukça tahrip olmuş lahitlere gömüldüğü belirlendi.
Kazı alanından elde edilen diğer buluntular arasında bronz haçlar, sütun parçaları, kandiller ve dikkat çeken bir denizyıldızı fosili de yer alıyor. Bu eserlerden 30'u müze envanterine alınırken, 100 kadarı etütlük eser olarak değerlendirildi.
Bizans'ın Fırat'ın ötesindeki varlığına yeni kanıt
Müjdat Gizligöl, kilisenin bulunduğu bölgenin Bizans İmparatorluğu'nun doğu sınırlarının ötesinde kaldığını, dolayısıyla buradaki yapının ve buluntuların Bizans’ın Fırat’ın ötesine uzanan etkisine dair önemli kanıtlar sunduğunu vurguladı. “Bu kilise ve çevresindeki buluntular, Bizans’ın Doğu Anadolu’daki etkisinin bugüne dek bilinenden çok daha güçlü olduğunu gösteriyor” dedi.
Çalışmalar sürüyor, tarih derinleşiyor
Kazıların bu yılki bölümünde kilisenin mimari planı büyük ölçüde ortaya çıkarıldı. Ekipler şu anda kilisenin temel duvarları ve çevresindeki yapıların kazılarına odaklanmış durumda. Gizligöl, çalışmaların ilerleyen dönemlerde bölgenin tarihine dair çok daha fazla detayı ortaya çıkaracağı görüşünde.
Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde devam eden bu arkeolojik kazılar, sadece bir yapının değil, bir medeniyetin izlerini de gün ışığına çıkarıyor. Roma ve Bizans dönemlerine ait güçlü işaretler taşıyan bu alan, bölgenin tarihsel kronolojisinin yeniden yazılmasına neden olacak gibi görünüyor.