Yeni Birlik Gazetesi
Yeni Birlik Gazetesi Kültür Sanat Elazığ'da 6 bin yıllık "boğa başlı sunak" ortaya çıkarıldı

Elazığ'da 6 bin yıllık "boğa başlı sunak" ortaya çıkarıldı

Elazığ’da Tadım Höyüğü’nde yapılan kazılarda 6 bin yıllık boğa başlı sunak bulundu. Dini ritüel alanı olduğu düşünülen bu keşif, bölgenin tarih öncesi dönemlerine ışık tutuyor.

MUHABİR: Sibel Çınar

Elazığ’ın merkezine bağlı Tadım köyünde yürütülen arkeolojik kazılarda, yaklaşık 6 bin yıl öncesine tarihlenen “boğa başlı sunak” gün yüzüne çıkarıldı. Geç Kalkolitik ve Erken Tunç Çağı'na ait olduğu belirlenen bu dikkat çekici buluntu, dönemin dini ritüellerine dair önemli ipuçları sunuyor.

Boğa Figürü: Gücün ve Kutsallığın Simgesi

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Elazığ Valiliği’nin desteklediği, Elazığ Müze Müdürlüğü ile İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü koordinasyonunda sürdürülen kazı çalışmaları, “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında değerlendiriliyor. Tadım Kalesi ve Höyüğü'nde, 114 No’lu karelaj alanında yapılan çalışmalarda ortaya çıkan boğa başlı sunak, yaklaşık 160x130 santimetre ebatlarında.

Kazı ekibinde yer alan uzmanlar, stilize boğa başı formunda tasarlanan bu sunağın, dönemin dini törenlerinde kesilen adak ya da kurbanların tanrılara sunulmasında kullanıldığını değerlendiriyor. Arkeolojik literatürde “institu” yani yerinde ve bozulmamış şekilde bulunan eser, şu an için sergilenmeye hazır değil. Ancak müze ekipleri, parçalar halinde taşınarak restore edilmesini ve ilerleyen süreçte sergilenmesini planlıyor.

“Sunak, Geçmişin Ritüel Dünyasına Açılan Bir Kapı”

Elazığ Müze Müdürü ve kazı başkanı Ziya Kılınç, kazılarda ulaşılan bulguların Elazığ’ın tarihi kimliğini daha görünür hale getirdiğini vurguladı. Kılınç, boğa başlı sunağın özellikle dini kullanımıyla dikkat çektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Boğa başına benzediği için bu ismi verdik. Bu tarz sunakların ne amaçla ve nasıl kullanıldığına dair çeşitli kaynaklar, akademik yayınlar inceleniyor. Ancak eldeki veriler, bu alanın kutsal ritüeller için tasarlandığını gösteriyor.”

Binlerce Yıllık Yaşam İzleri

Kazı alanında, boğa başlı sunak dışında da çok sayıda arkeolojik bulguya ulaşıldı. Aralarında Nahçıvan tipi Karaz çömlekler, günlük kullanım eşyaları, ok uçları, stilize heykelcikler ve geometrik bezemeli testiler bulunan buluntular, o dönemin yaşam biçimi hakkında çarpıcı veriler sunuyor. Ayrıca dağ keçisi motifli çömlek parçaları ile üç kutsal ocak yapısı da bu dönemin kültürel kodlarını anlamada önemli rol oynuyor.

“Tadım Höyüğü Gelecek Kuşaklara Açık Bir Laboratuvar”

Ziya Kılınç, höyüğün büyüklüğü ve tabakalaşması bakımından Malatya’daki Arslantepe Höyüğü ile benzerlik taşıdığına dikkat çekerek, buradaki kazıların kuşaklar boyu sürebileceğine işaret etti:

“Bazı bölgelerde höyük yüksekliği 35-40 metreyi buluyor. Biz şu an için Osmanlı, Selçuklu, Roma ve Bizans katmanlarını geçerek M.Ö. 3500’lere kadar ulaştık. Bu, sadece başlangıç. Bu höyük, tıpkı Arslantepe gibi, bizden sonraki araştırmacıların da sürdüreceği uzun soluklu bir keşif alanı olacak.”