Türk sinemasının deneyimli ismi Erkan Petekkaya, yeni filmi Al Beni Baba için kamera karşısına geçti. Ancak bu kez sadece bir oyuncu olarak değil, bir babanın çaresizliğiyle yoğrulmuş gerçek bir hikâyenin taşıyıcısı olarak izleyici karşısında olacak. Petekkaya, senaryoyu eline aldığı anda, metnin sıradan bir kurgu olmadığını fark ettiğini belirterek, “Bir oyuncunun kariyerinde karşısına nadiren böyle güçlü işler çıkar. Kağıt üzerinde bile etkileyiciydi.” sözleriyle duygularını dile getirdi.
Ayça Bingöl ve Erkan Petekkaya yıllar sonra yeniden bir arada
Bir döneme damgasını vuran Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisinde aynı projede yer almalarına rağmen yolları kesişmeyen Ayça Bingöl ve Petekkaya, Al Beni Baba ile ilk kez karşılıklı oynama fırsatı buldu. Bingöl, filmde kızının ardından gidemeyen hasta bir anneyi canlandırırken, Petekkaya ise kızını terör örgütünün elinden kurtarmak için her şeyi göze alan bir babayı oynuyor. Bu karşılaşmanın sahnelerdeki kimyaya etkisi ise oyuncuların anlatımlarına göre oldukça yüksek.
Bingöl, bu uyumu şu sözlerle özetliyor: “İlk sahnede sanki yıllardır evli bir çiftmişiz gibiydi. Oyunculukta böyle büyülü anlar nadiren yaşanır.”
Gerçek hayattan sinemaya uzanan bir feryat
Filmin hikâyesi, Almanya’da sıradan bir hayat süren bir ailenin, kızlarının radikal bir örgüt tarafından kandırılıp kaçırılmasıyla başlıyor. Bu dramatik kırılma noktasından sonra, bir babanın yıkımı, yeniden direnişi ve evladına ulaşma mücadelesi perdeye taşınıyor. Film, bu yönüyle yalnızca bir dram değil, aynı zamanda toplumun kronikleşen sorunlarına ayna tutan güçlü bir sosyal mesaj da içeriyor.
Senaryosu Sinem Uslu ve Mustafa Uslu imzası taşıyan film, gerçekliğini yalnızca hikâyesinden değil, oyuncuların içselleştirdiği performanslardan da alıyor. Yönetmen koltuğunda ise ilk bakışta oyuncularla uyum yakalayan Ahmet Topuz oturuyor.
Set koşulları da duygu yoğunluğu kadar zorluydu
Yaz sıcağında kış sahneleri çekmek zorunda kalan ekip, sahici bir atmosfer yaratmak için yoğun bir emek sarf etti. Petekkaya, 65 derece sıcaklıkta yün kazaklarla oynadığı sahnelerde yaşadığı fiziksel zorlukları anlatırken, “10 tatil yapsaydım bu film kadar tatmin edici olmazdı.” diyerek yaşadığı mutluluğu dile getirdi.
Ayça Bingöl de tek mekanda geçen sahnelerde oyunculukla birlikte karakterin iç dünyasını yansıtmanın hem zorlayıcı hem de yaratıcı olduğunu belirtti. Filmdeki karakteri Gülderen’in fiziksel olarak pasif ama duygusal olarak son derece aktif olması, oyuncuya farklı bir ifade alanı tanıdı.
Ebeveynlik, dijital çağ ve çocuklarla kurulan bağlar
Bingöl, filmin alt metinlerinden biri olan dijital çağda ebeveynlik mücadelesine dikkat çekerek, çocuklarla kurulan açık ve dürüst iletişimin ne kadar kritik olduğunu vurguladı. Kendi ebeveynlik deneyimini paylaşan oyuncu, çocukların korunması için iletişimin ve sınırların ne kadar önemli olduğuna işaret etti.
Güçlü yapım kadrosu, etkileyici atmosfer
Al Beni Baba filminin yapımcılığını Mustafa Uslu, Kemalhan Balçık ve KEM Yapım üstlenirken, filmde Ayça Ayşin Turan, Malik Blumenthal, Erkan Petekkaya ve Ayça Bingöl gibi önemli isimler yer alıyor. Her biri farklı motivasyonlarla karakterlerine can verirken, ortak noktaları ise hikâyenin gerçekliğine ve duygusal derinliğine olan bağlılıkları.
Beyaz perdeye düşecek bir iç sızısı: vizyon tarihi belli oldu
Gelecek yılın başında vizyona girmesi planlanan Al Beni Baba, izleyiciyi sadece bir hikâyeye değil, bir travmaya, bir yüzleşmeye ve sonunda bir umuda tanıklık etmeye davet ediyor. Film yalnızca sinemaseverleri değil, evlatları için her zorluğu göze alabilecek tüm ebeveynleri derinden etkileyecek bir anlatım sunuyor.