Yeni Birlik Gazetesi
Yeni Birlik Gazetesi Kültür Sanat Fazıl Say ve Nakamura Hayato, Kapadokya’da büyüleyici bir sanat buluşmasına imza attı

Fazıl Say ve Nakamura Hayato, Kapadokya’da büyüleyici bir sanat buluşmasına imza attı

Fazıl Say ve Kabuki sanatçısı Nakamura Hayato, Kapadokya'da aynı sahnede buluştu. Kültür diplomasisine sanatla güçlü bir mesaj verdiler.

Kapadokya, tarih boyunca medeniyetlerin buluştuğu bir coğrafya oldu. Bu kez ise sahnesinde farklı bir birleşime tanıklık etti: Türk müziğinin uluslararası temsilcisi Fazıl Say ile Japon Kabuki sanatının genç yıldızı Nakamura Hayato, bu büyülü coğrafyada sanat aracılığıyla kalplere dokundu.

6 Eylül 2025 akşamı düzenlenen bu özel konser, yalnızca bir müzik performansı olmanın ötesine geçti. Türkiye ile Japonya arasında bir asrı aşan dostluk, bu gösteriyle birlikte evrensel sanatın diliyle yeniden yorumlandı. Gecenin organizasyonunu üstlenen Dorak Holding, sadece turizmde değil, kültürel köprüler kurmada da ne kadar güçlü bir vizyona sahip olduğunu ortaya koydu. 

Dorak Holding, kültürel bağları sahneye taşıdı

Kültürel diplomasinin sahnedeki vücut bulmuş hali olarak görülen bu etkinlik, uzun yıllardır Türkiye’ye Japon turist getiren Dorak Holding’in girişimiyle gerçekleşti. Özellikle Kapadokya’yı Japonya’da tanıtan ilk turizm grubu olarak bilinen şirket, bu kez kültür sanat alanında iz bırakan bir işe imza attı. Dorak Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Serdar Körükçü, bu etkinliği şu sözlerle değerlendirdi:

“Kapadokya bizim için yalnızca bir yatırım alanı değil, anlam yüklediğimiz bir yer. Japonya ile aramızdaki güçlü kültürel bağı sanatla görünür kılmak, bize büyük bir onur yaşattı.”

Körükçü’nün bu sözleri, yalnızca iki ülke arasındaki resmi ilişkilerin değil, halklar arasında kurulan gönül köprülerinin de ne kadar derinleştiğini gösteriyor.

Fazıl Say ve Hayato’dan büyüleyici performans

Dünyaca ünlü besteci ve piyanist Fazıl Say, o gece sahnede sadece notaları değil, iki ülkenin tarihini ve duygularını da tuşlara taşıdı. Japon halk tiyatrosunun geleneksel bir dalı olan Kabuki’yi temsil eden Nakamura Hayato ise zarif jestleri, geleneksel kostümü ve etkileyici mimikleriyle seyircileri adeta zamanın dışında bir yolculuğa çıkardı.

Say’ın piyanosundan yükselen notalar ile Hayato’nun sahnedeki ifadesel anlatımı birleşince, ortaya kelimelerle tarif edilemeyecek bir atmosfer çıktı. Sadece Japonya ve Türkiye'den değil, farklı ülkelerden gelen sanatseverler, bu etkileyici sinerjinin tanığı oldu.

Kapadokya, kültür diplomasisinin yeni merkezi oluyor

Bu tür etkinlikler, Kapadokya’nın yalnızca turistik bir destinasyon değil, aynı zamanda uluslararası kültür buluşmalarının merkezi haline geldiğini de gözler önüne seriyor. Özellikle Dorak Holding’in son yıllarda hayata geçirdiği sanatsal projeler, Kapadokya’yı küresel bir sanat platformuna dönüştürmeye aday.

Japonya’nın en saygın seyahat acentası Nippon Travel Agency (NTA) ile Coin Park gibi önemli kurumların desteklediği bu konser, aynı zamanda Japon medyasında da geniş yer buldu. Etkinliğin yankıları yalnızca sahnede değil, diplomatik ve sosyal düzeyde de etkili oldu.

Nakamura Hayato: Gelenekten geleceğe uzanan bir sanat köprüsü

1993 doğumlu Nakamura Hayato, Japon Kabuki sanatının çağdaş temsilcilerinden biri olarak tanınıyor. Ailesi de Kabuki dünyasında önemli bir yere sahip olan sanatçı, geleneksel tiyatroyu modern anlatımla buluşturan tarzıyla dikkat çekiyor. Hayato’nun performansı, Japon kültürünün zenginliğini sadece Japonlara değil, tüm dünyaya anlatabilen nadir örneklerden biri olarak değerlendiriliyor.

Bugün Japonya, Avrupa ve ABD’de geniş bir hayran kitlesi bulunan Hayato, Kapadokya konseriyle bu hayranlık zincirine Türkiye’yi de eklemiş oldu.

Müzik ve sahne sanatı, iki halkı daha da yakınlaştırıyor

Bu tür kültürel etkinlikler, iki ülke arasındaki ilişkilerin yalnızca diplomatik düzeyde değil, halklar arasında da ne kadar derinleştiğini gösteriyor. Fazıl Say’ın evrensel müzik dili ile Nakamura Hayato’nun köklü sahne sanatı, Kapadokya’da yeni bir kültürel buluşmanın temelini attı.

Sanatın evrensel diliyle kurulan bu bağ, yalnızca o gece sahnede kalan bir anı değil, gelecekteki iş birliklerine ilham verecek güçlü bir mesaj niteliğinde.