Fırçanın Ucunda Medeniyet
Asırlardır süregelen kadim bir sanatın bugünkü temsilcileri olan Ammar Yasir Güler ve Bilal Deliktaş, Bursa’da başladıkları sanat yolculuğunu Türkiye’nin dört bir yanında sürdürerek, tarihi yapıları nakış nakış işlemeye devam ediyor. Kalem işi ve hat sanatıyla cami ve türbeleri süsleyen bu iki usta, aynı zamanda geçmişin estetik mirasını geleceğe taşımak için gönülden çalışıyor.
Sanatla Bezenen Kubbeler
Mesleğe genç yaşlarda başlayan Ammar Yasir Güler, desen tasarımından uygulamaya kadar süreci titizlikle yürüterek, kalem işinin ruhunu yaşatıyor. Kubbelerin göbeğinden tavana kadar uzanan çalışmalarda her motif, sabırla ve estetik anlayışla şekilleniyor. Güler, “Her detayda bir ruh var. Biz yalnızca boya değil, kültürümüzü geleceğe aktarıyoruz” sözleriyle sanatına duyduğu saygıyı ifade ediyor.
Restorasyon Değil, Vefa Hizmeti
Bilal Deliktaş da nakkaşlık mesleğine gönül vermiş bir diğer sanatçı olarak, kalem işini sadece meslek değil, bir vefa borcu olarak görüyor. Tarihi yapılarda gerçekleştirdikleri restorasyonlarda maddi kaygıdan çok, geçmişe duyulan saygının belirleyici olduğunu vurgulayan Deliktaş, “Bu iş bizim için bir hizmettir. Ecdadımıza, kültürümüze bir borcumuz olduğunu düşünüyoruz” diyor.
Kalem işi sanatı yalnızca estetik bir uğraş değil, aynı zamanda büyük fiziksel dayanıklılık gerektiren bir zanaat. Uzun saplı, ince uçlu fırçalarla yüksek tavanlarda yapılan çalışmalar, sanatkârların sabır ve özveriyle yürüttüğü bir süreç. Her gün saatlerce yukarı bakarak motif işlemek, hem fiziksel hem zihinsel bir dayanıklılık istiyor.
Bursa’dan Türkiye’nin Dört Bir Yanına
Bursa’daki çalışmaların yanı sıra Türkiye genelinde pek çok camide görev aldıklarını belirten Güler, “Bizim meslekte iş neredeyse biz oradayız. Bursa Mevlevihanesi’nden Hüdavendigar Camii’ne, Üftade Türbesi’nden Eskişehir Fatih Camii’ne kadar birçok eserde izimiz var” diyerek, şehir şehir dolaşıp sanatı yaşatmaya devam ettiklerini ifade ediyor.
Güler ve Deliktaş, birlikte gerçekleştirdikleri tüm projelerde, her caminin kendi ruhuna uygun, birbirinden farklı ve özgün motifler kullandıklarını özellikle belirtiyor. “Hiçbir eserimiz birbirine benzemez” diyen sanatçılar, her yapının kimliğine sadık kalarak yeni bir sanat eseri ortaya koyuyor. Bu anlayışla, klasik Osmanlı desenlerini modern çizgilerle harmanlıyorlar.
Kültürel Mirası Geleceğe Taşıma Sorumluluğu
Sanatlarını sadece bugüne değil, yarına da bırakılacak bir emanet olarak gören Güler ve Deliktaş, kalem işi ve hat sanatının unutulmaması için gençlere de örnek olmayı amaçlıyor. “Bu kültürel mirasa emek verip eser üretemiyorsak da en azından mevcut eserleri koruma anlamında da hizmet edebiliriz” diyen Güler, aynı zamanda koruma bilincine de dikkat çekiyor.