Kayseri’nin Fevzi Çakmak Mahallesi’nde, mütevazı bir dükkânın kapısı her sabah aynı ritüelle aralanıyor. İçeri girenleri, iğnesi, ipliği ve yüzüğünden ayrılmayan 81 yaşındaki bir usta karşılıyor. Nevzat Türkyılmaz, tam 69 yıldır geleneksel yorgancılık sanatının peşinden yılmadan gidiyor. El emeğiyle dikilen yorganların her biri, onun meslek aşkının sessiz bir yansıması.
Çocuk yaşta başlayan bir ustalık serüveni
Henüz 12 yaşındayken, trafik kazasında kaybettiği ağabeyinden öğrendiği meslekle yola koyulan Türkyılmaz, yıllar içinde Kayseri’nin tanınmış yorgan ustalarından biri hâline geldi. İstanbul’da kısa bir dönem çalışsa da şehri ve mesleği onu yeniden Kayseri’ye çağırdı. O günden beri, 42 yıldır aynı dükkânda aynı istekle çalışıyor.
Yorgancılığın son nefesi
“Eskiden Kayseri’de onlarca yorgancı vardı. Şimdi bir elin parmaklarını geçmez,” diyor Türkyılmaz. Hazır yorganların piyasayı ele geçirmesiyle birlikte, geleneksel el dikimi yorganlara ilgi azaldı. Özellikle ipek yorganlar, artık neredeyse hiç yapılmıyor. “Eskiden Kayseri, ipek yorgan dikiminde meşhurdu. Yaşım el vermeyince ipek dikimini bıraktım,” diye anlatıyor usta.
İğneyle ipliği ustalıkla yönlendiren parmakları, aynı zamanda yılların tanığı. Günde bir yorgan diken Türkyılmaz, dükkânında sadece iş değil, sohbet de üretmeye devam ediyor: “Evde duramam. Esnaflıktan geldik, burada oturur işimi yaparım, dostlarımla iki laf ederim.”
İşitme cihazıyla desteklediği duyu kaybı, onun meslek tutkusunu hiç azaltmamış. Aksine, daha da dirençli kılmış. “Sağlığım el verdikçe dikiş tutmaya devam,” diyerek gençlere örnek olacak bir azim sergiliyor.
Bir meslekten fazlası
Nevzat Türkyılmaz sadece bir zanaatkâr değil; o aynı zamanda bir kültür taşıyıcısı. Modern üretim anlayışına direnen, el emeğinin değerini yaşatmaya çalışan bir son temsilci. Her dikişinde, Kayseri’nin dokuma geleneğinden bir parça gizli. Belki bir gün dükkanındaki o sessiz makas sesi de kaybolacak ama onun anlattığı hikâyeler hep hafızalarda kalacak.