Ankara Kültür Yolu Festivali’nin altıncı gününde Başkent Millet Bahçesi’ni dolduran binlerce müziksever, Kıraç’ın sahne performansıyla hem nostaljiye daldı hem de coşku dolu anlar yaşadı. Rock müziğin güçlü sesi ile Anadolu ezgilerini harmanlayan Kıraç, geniş repertuvarı ve sahneye taşıdığı anlam yüklü detaylarla geceye damga vurdu.
Saatler ilerledikçe seyircinin enerjisi artarken, sahnede zaman zaman duygusal, zaman zaman da enerjik bir atmosfer hâkimdi. “Zaman”, “Ayşe” ve “Endamın Yeter” gibi sevilen parçalarıyla başlayan konser, Kıraç’ın ustalara saygı duruşu niteliğindeki bölümüyle zirveye taşındı.
Ustalara saygı duruşu: Kıraç’tan manevi dokunuşlar
Kıraç, sahnesinde yalnızca kendi şarkılarına değil, Türk müziğinin kilometre taşlarını anımsatan özel anlara da yer verdi. Cem Karaca’dan “Resimdeki Gözyaşları”, Barış Manço’dan “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa”, Erkin Koray’dan “Fesuphanallah” gibi parçaları kendi yorumuyla seslendirerek, müzik tarihine bir yolculuk sundu.
Merhum sanatçıların eserlerini sahnede canlandıran Kıraç, Edip Akbayram ve Ferdi Tayfur gibi isimlere de yer verdi. Gecenin en duygusal anlarından biri ise büyük ozan Neşet Ertaş için seslendirdiği “Zahidem” oldu. Şarkı öncesi “Bugün Neşet ustanın ölüm yıl dönümü. Ruhunu saygıyla anıyorum” sözleriyle binlerce kişi derin bir sessizliğe büründü.
Kıraç’tan vatan selamı: “Kerkük Zindanı” ile sahnede milli mesaj
Konserin finaline doğru sahnede değişen sadece repertuvar değildi. Kıraç, ay-yıldızlı yeleğiyle sahneye çıkarak izleyicilere güçlü bir milli mesaj verdi. “Bize bu vatanı vatan yapan tüm şehitlerimiz için” diyerek seslendirdiği “Kerkük Zindanı” parçası, binlerce kişinin eşlik ettiği anlamlı bir anı beraberinde getirdi.
Sahnedeki ışıklar kırmızı beyaza bürünürken, dinleyicilerin telefon ışıkları da gökyüzünde birer yıldız gibi parladı. O anlar yalnızca bir konser anı değil, kolektif bir hafızaya kazınacak türden bir tecrübe oldu.
Kıraç’la unutulmaz bir gece: Sadece müzik değil, bir ruh hali
Bu özel gecede yaşananlar sadece bir sanatçının şarkılarını söylemesinden ibaret değildi. Ankara’nın kalbinde yükselen notalar, bir milletin hafızasında yer eden duyguları da beraberinde taşıdı. Müzik, bu kez bir konser alanını değil, binlerce insanın kalbini titretti.
Kıraç’ın sahne performansı, izleyiciyi yalnızca eğlendirmekle kalmadı; geçmişi hatırlattı, bugünü hissettirdi ve geleceğe umutla bakma gücü verdi. Ankara’da yaşanan bu gece, müziğin birleştirici ve iyileştirici gücünün canlı bir kanıtı olarak hafızalara kazındı.