13. Boğaziçi Film Festivali, sinemaseverleri tarihi bir yapımla buluşturdu. Kuzey Makedonya’da Türkçe çekilen ilk uzun metrajlı film olan “DJ Ahmet”, festivalin son gününde İstanbul’daki Atlas Sineması’nda gösterildi. Filmin ardından, başrol oyuncusu Arif Jakup ve usta oyuncu Atila Klinche, izleyicilerle samimi bir söyleşi gerçekleştirdi.
Yönetmenliğini Georgi M. Unkovski’nin üstlendiği film, daha önce Sundance dahil pek çok uluslararası festivalden ödülle döndü. Uluslararası Uzun Metraj Yarışması’nda yer alan film, küçük bir Yörük köyünde geçen sade ama derinlikli bir büyüme hikâyesine odaklanıyor.
Bir rastlantıyla gelen başrol: Arif Jakup’un sinema yolculuğu
Filmde, annesinin ölümünden sonra ailesinin sorumluluğunu üstlenirken müzik tutkusu ve gençlik hayallerinin peşinden gitmeye çalışan 15 yaşındaki Ahmet’i canlandıran Arif Jakup, oyunculukla tanışma hikâyesini şu sözlerle anlattı:
“Film ekipleri bizim okula geldiğinde ben okulda değildim. Bir hafta sonra yine geldiklerinde, bir arkadaşımın boş formunu alıp babamın imzasını taklit ettim. Seçmelere girdim ve rolü kaptım. Oyunculuk gibi bir hedefim yoktu aslında.”
Filmde amatör oyuncuların yanı sıra sinema dünyasının deneyimli isimleri de yer aldı. “Before The Rain” ve “Dust” gibi yapımlarla tanınan usta aktör Atila Klinche, genç oyuncularla olan deneyimini şöyle paylaştı:
“Profesyonel ya da amatör fark etmedi, herkes işini büyük bir ciddiyetle yaptı. Arif’e üniversitedeki asistanımdan destek almasını sağladık. Aramızda tam bir uyum vardı.”
35 yıllık bekleyişin ardından gelen ilk Türkçe film
“DJ Ahmet”, Kuzey Makedonya’nın bağımsızlığını kazandığı 1991’den bu yana, Türkçe çekilen ilk uzun metrajlı film olma özelliğini taşıyor. Bu tarihi önemine dikkat çeken Klinche, projenin yalnızca sinematik değil, kültürel açıdan da büyük bir adım olduğunu vurguladı:
“Bu film, bizleri beyazperdede temsil eden ilk eser oldu. Yapımcılar sadece televizyon dizilerine değil, bu tür gerçek hikâyelere de eğilseler keşke. Filmde her şey, olduğu gibi yansıtıldı; yapaylığa yer verilmedi.”
Gerçek mekânda, gerçek hayat hikâyesi
Filmin çekimleri, başrol oyuncusu Jakup’un yaşadığı köyde gerçekleştirildi. Bu durum, genç oyuncunun performansına doğrudan yansıdı:
“Film, bizim köyde çekildi. Tütüncülük ve tarım hâlâ yaşamımızın parçası. Kendi hayatımı anlattım diyebilirim.”
Film sonrası yaşamında bazı değişiklikler yaşadığını dile getiren Jakup, yaşadığı dönüşümü şu sözlerle ifade etti:
“Artık kimse adımla seslenmiyor. Herkes bana ‘artist’ diyor.”
Eğer filme kendi alternatif sonunu yazsaydı, nasıl bir final düşündüğü sorulan genç oyuncu, esprili bir dille yanıtladı:
“Kızla birlikte Almanya’ya kaçardım.”
Sinemaya destek büyüyor
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle Boğaziçi Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen festival, aynı zamanda Turkcell, Türk Hava Yolları, TRT, Anadolu Ajansı, Türkmedya, TV Plus ve İGA Pass gibi önemli paydaşların sponsorluğunda gerçekleşti.