Yeni Birlik Gazetesi
Yeni Birlik Gazetesi Kültür Sanat Malazgirt’in Fatihi Sultan Alparslan Kimdir? Anadolu’nun kaderini değiştiren komutan

Malazgirt’in Fatihi Sultan Alparslan Kimdir? Anadolu’nun kaderini değiştiren komutan

Malazgirt Zaferi’nin mimarı Sultan Alparslan kimdir? Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan’ın hayatı, başarıları ve Anadolu’nun kapılarını açan tarihi zaferi...

Büyük Selçuklu Devleti’nin ikinci sultanı olan Sultan Muhammed Alparslan, sadece bir hükümdar değil, aynı zamanda derin bir strateji dehası, birleştirici lider ve İslam dünyasının kaderini değiştiren bir komutandı. 26 Ağustos 1071’de Malazgirt Ovası’nda Bizans İmparatoru Romen Diyojen’in ordusunu bozguna uğratarak Anadolu’nun Türklere açılmasının önünü açtı. Bu zafer, yalnızca askeri bir başarı değil; tarihin akışını değiştiren bir dönüm noktası oldu.

Horasan’dan Malazgirt’e uzanan yol

1029 yılında Horasan’da doğan Alparslan, Selçuklu hanedanının kurucularından Çağrı Bey’in oğludur. Küçük yaşlardan itibaren askeri ve siyasi tecrübeyle yoğrulan Alparslan, genç yaşta Gazneliler ve Karahanlılara karşı kazandığı zaferlerle dikkat çekti. Amcası Tuğrul Bey’in 1063’te vefatından sonra tahta çıkmak için mücadeleye girişti ve kısa sürede rakiplerini bertaraf ederek 27 Nisan 1064’te Selçuklu tahtına oturdu.

“Ebü’l-Feth” lakabıyla tanındı

Sultan Alparslan, ilk seferini Gürcistan üzerine düzenledi. Ardından Ani Kalesi’ni fethederek büyük yankı uyandırdı. Halife Kāim-Biemrillâh tarafından kendisine “Ebü’l-Feth” (Fetihlerin Babası) unvanı verildi. Bu dönemde Doğu Anadolu’dan Azerbaycan’a, Kafkasya’dan Hârizm’e kadar geniş bir coğrafyada Selçuklu otoritesini pekiştirdi.

Malazgirt’te stratejik deha

1071’de Romanos Diogenes komutasındaki devasa Bizans ordusu, Selçuklu topraklarına yönelince Sultan Alparslan Mısır seferini yarıda bırakarak kuzeye döndü. Ahlat’tan Malazgirt’e ilerleyen Selçuklu ordusu, sayısal olarak dört kat büyük bir düşmana karşı hilal taktiğiyle tarihe geçen bir zafer kazandı. Bu zaferin ardından Bizans imparatoru esir alındı ve tarihte ilk kez bir Bizans hükümdarı Müslüman bir devletin eline düştü.

Savaş sonrası Romen Diyojen’i affederek onu serbest bırakan Sultan Alparslan, barış ve uzlaşı yolunu tercih etti. Malazgirt sonrası imzalanan antlaşma ile Bizans, Selçuklu’ya tabi olmayı kabul etti. Ancak Diogenes’in Bizans’a döndükten sonra tahttan indirilip öldürülmesi, bu barışın uzun ömürlü olmasını engelledi.

Sultan Alparslan, siyasi vizyonunu yalnızca toprak fetihleriyle sınırlı tutmadı. İslam dünyasında mezhepsel birlik sağlamak ve Abbâsî halifeliğini güçlendirmek amacıyla Fâtımîler’e karşı büyük bir mücadele yürüttü. Bu doğrultuda Halep ve Şam’a sefer düzenledi, Suriye’deki emîrleri Selçuklu’ya bağladı.

Ani bir suikastla hayatını kaybetti

1072 yılında doğuya, Karahanlılar üzerine sefere çıkan Sultan Alparslan, Barzem Kalesi kuşatması sırasında bir suikast sonucu hançerlenerek ağır yaralandı. 24 Kasım 1072’de henüz 43 yaşındayken hayatını kaybetti. Ölmeden önce çevresine Melikşah’a biat edilmesini vasiyet etti.

Sultan Alparslan, yalnızca bir sultan değil, bir milletin kaderini değiştiren liderdir. Onun liderliğinde atılan adımlar, Türklerin Anadolu’ya yerleşmesini sağladı. Onun ardından gelen Artuklular, Saltuklular, Mengücekler gibi beylikler bu süreci derinleştirdi.

Adaletli yönetimi, ileri görüşlülüğü, inancı ve askeri dehasıyla Alparslan, yalnızca Türk-İslam tarihinin değil, dünya tarihinin en etkileyici liderlerinden biri olarak anılmaya devam ediyor.