Yeni Birlik Gazetesi
Yeni Birlik Gazetesi Kültür Sanat Marco Polo’nun izinde İstanbul’da yankılanan ses: Amfibio ses günleri başladı

Marco Polo’nun izinde İstanbul’da yankılanan ses: Amfibio ses günleri başladı

Venedik Bienali ve İKSV işbirliğiyle İstanbul’a gelen Amfibio, 2-5 Ekim’de Artİstanbul Feshane’de sesle örülü deneyimler sunuyor.

MUHABİR: Sema Sezen

Venedik’ten yola çıkan bir ses, önce Çin’in Hangzhou şehrine, ardından lagünlerin kenti Venedik’e ulaştı. Şimdi ise, tarih boyunca kıtaları birleştiren İstanbul’da yankılanıyor. İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) ile Venedik Bienali arasında kurulan yaratıcı ortaklık, bu kez Marco Polo’nun 700. ölüm yılına ithaf edilen “Gökyüzünü Rüzgâr Çizer. Venedik Bienali Marco Polo’nun İzinde” projesiyle İstanbul’a taşındı.

Bu iş birliğinin son halkasında yer alan, sanatçı Cevdet Erek tarafından tasarlanan Amfibio, 2-5 Ekim tarihleri arasında Artİstanbul Feshane’de ziyaretçilerini bekliyor. Her adımında coğrafya, tarih ve sesle yeniden şekillenen bu gezici yapı, İstanbul durağında “Amfibio Ses Günleri” ile eşsiz bir deneyim alanına dönüşüyor.

Sesle inşa edilen bir mimari: Amfibio’nun İstanbul’a ayak basışı

Amfibio, adını hem karada hem suda var olabilen canlılardan hem de akustik geçiş alanı olan amfilerden alıyor. Bu ikili doğa, Cevdet Erek’in mekâna özgü tasarımında yankı buluyor. Haliç kıyısında konumlanan enstalasyon, Artİstanbul Feshane’nin mimarisiyle diyalog kurarak, geçmişin sanayi belleğiyle bugünün çağdaş sanat anlayışını bir araya getiriyor.

İstanbul’un işitsel peyzajını merkeze alan yapı, ziyaretçilerini sadece görsel değil, duyusal bir yolculuğa davet ediyor. Üstelik bu yolculuk, sadece sesleri dinlemek değil, onları yaşamak anlamına geliyor. Her performans, Amfibio’nun mimarisini bir enstrümana dönüştürüyor.

Kültürlerarası köprü: Doğu’dan Batı’ya uzanan ses

Projenin küratörü Luigia Lonardelli, Amfibio’nun her gösteriminde bulunduğu mekâna “uyumlanmakla kalmayıp, o mekânı dönüştürdüğünü” vurguluyor. Venedik Bienali Başkanı Pietrangelo Buttafuoco ise İstanbul’u “Venedik’in aynadaki yansıması” olarak tanımlıyor. Bu karşılıklı yansıma, Amfibio’nun geçici ama güçlü varlığıyla daha da görünür hâle geliyor.

İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Marco Polo’yu bir seyyah olmanın ötesinde, kültürel alışverişin sembolü olarak tanımlarken, İBB Kültür Daire Başkanı Volkan Aslan ise bu projenin İstanbul’un kültürel çeşitliliğine kattığı evrensel değeri vurguluyor.

Her akşam başka bir ses: Amfibio Ses Günleri programı

İstanbul’un müzik hafızasına ses veren dört günlük programda, performanslar her akşam saat 18.00’de başlıyor. Amfibio’nun çevresinde şekillenen bu işitsel deneyimler, deneyselliğin sınırlarını zorluyor:

2 Ekim Perşembe: Gökhan Deneç ve Fulya Uçanok, mekânın akustik olanaklarını “Hareket Haritaları” üzerinden keşfe çıkarıyor.

3 Ekim Cuma: Vurmalı çalgılar topluluğu sa.ne.na, Michael Gordon’un “Timber” adlı yapıtını, ahşabın büyüleyici tınılarıyla hayata geçiriyor.

4 Ekim Cumartesi: MİAM Gendy Topluluğu, algoritmik kompozisyonla sınırları dijital ortamda zorlarken izleyicileri aktif bir performansa katılmaya davet ediyor.

5 Ekim Pazar: Peradi Ensemble, 25’ten fazla dilde çok sesli halk şarkılarıyla kapanışta sahneyi evrensel yankılarla dolduruyor.

İstanbul’da modern bir kervansaray: Sesin göçebe mimarisi

Amfibio, Marco Polo’nun izinde ilerleyen çağdaş bir ses kervansarayı. Geçici yapısıyla bir limandan diğerine uğruyor, ama her durakta iz bırakıyor, yankı oluşturuyor. İstanbul durağında ise sadece bir sanat yapısı değil, aynı zamanda kamusal bir buluşma alanı, bir paylaşım platformu hâline geliyor.

Bu özel proje, yalnızca geçmişle değil, bugünün sanat üretimiyle de bağlantı kuruyor. İstanbul’un deneysel müzik sahnesine saygı duruşunda bulunan Amfibio, sesle çizilen bir haritanın yeni durağı olarak, şehrin kültürel belleğine çok sesli bir iz bırakıyor.