1953’te İstanbul’da dünyaya gelen Özkan Uğur, müziğe mandolinle tanışarak adım attı. Genç yaşlarda “Atomikler” adlı amatör grupla sahneye çıkan Uğur, kısa sürede dönemin önemli orkestralarında yer aldı. Barış Manço’nun kurduğu Kurtalan Ekspres’in ilk kadrosunda yer alarak Anadolu rock’ın güçlü damarında ilerledi. Fuat Güner ve Mazhar Alanson’la kurduğu MFÖ ise onun kariyerinde yeni bir sayfa açtı.
1984’te çıkan ilk MFÖ albümü "Ele Güne Karşı Yapayalnız", Türk müziğinde çığır açtı. Ardından gelen “Peki Peki Anladık”, “Vak The Rock”, “Dönmem Yolumdan” gibi albümlerle grup, bir kuşağın sesi oldu. Özkan Uğur, sadece bir basgitarist değil, aynı zamanda güçlü bir besteci ve vokalist olarak gruba ruh kattı.
Sinemada ve televizyonda samimiyetin simgesi oldu
Uğur’un sanatı sadece müzikle sınırlı kalmadı. 1988’de “Arkadaşım Şeytan” filmiyle başladığı sinema kariyerinde “G.O.R.A.”daki Garavel karakteriyle geniş kitlelerin sevgisini kazandı. “A.R.O.G.”, “Yahşi Batı”, “Pek Yakında” gibi yapımlarda oyunculuğu kadar mizahi duruşuyla da öne çıktı. Televizyon dizilerinde de rol alan sanatçı, “İkinci Bahar”daki zabıta karakteriyle nostaljik bir sıcaklık kattı. Yarışma programı sunuculuğuyla da izleyicilerle farklı bir bağ kurdu. Tüm bu işlerde en büyük sermayesi içtenliği ve doğallığıydı.
MFÖ ruhunun en neşeli yüzüydü
Özkan Uğur’un sahnedeki enerjisi, pozitif tavırları ve kendine has yorum gücü onu ayrıcalıklı kılan en önemli özelliklerdendi. MFÖ’nün o içten ve sokaktan gelen havasının en renkli yüzüydü. “Ali Desidero”, “İdare Edip Gidiyoruz”, “Lay Lili Lili Lay” gibi şarkılarda vokaliyle hem güldürdü hem düşündürdü. Kendi solo kariyerinde de “Maksat Muhabbet Olsun” ve “Olduramadım” gibi parçalarla duygusal ve eğlenceli çalışmalara imza attı. Ayşegül Aldinç, Sezen Aksu, Sertab Erener gibi sanatçılara yaptığı bestelerle müziğin arka planında da üretmeye devam etti.
Ardından kalan derin bir sessizlik
2013’te yakalandığı lenf kanserini atlatan Özkan Uğur, 2020 yılında tekrar tedavi görmeye başladı. Uzun süren hastane sürecinin ardından, 8 Temmuz 2023’te hayata gözlerini yumdu. Vefatından önce yaklaşık 1,5 ay yoğun bakımda tedavi gören sanatçının ardından, Türkiye’nin dört bir yanından anma mesajları yağdı.
Bugün, aramızdan ayrılışının ikinci yılında sevenleri, onun eserlerini yeniden dinliyor; filmlerinde onu izliyor; sahnede gülümseyen hâliyle hatırlıyor. Özkan Uğur, yalnızca bir müzisyen ya da oyuncu değil, Türkiye’nin hafızasında bir tebessüm olarak yaşamaya devam ediyor.