Yeni Birlik Gazetesi
Yeni Birlik Gazetesi Kültür Sanat Milli Mücadele'nin cesur kahramanı:Kara Fatma

Milli Mücadele'nin cesur kahramanı:Kara Fatma

Milli Mücadele'de cepheden cepheye koşan kadın kahraman Üsteğmen Fatma Seher Erden, vefatının 70.yılında kahramanlıklarıyla Türk milletinin hafızasında yaşamaya devam ediyor.

İstiklal mücadelesinin gözü kara kahramanı Fatma Seher Hanım, nam-ı diğer Kara Fatma… 

Cesareti ve fedakârlığıyla Türk kadınının kahramanlığını gözler önüne seren bu örnek şahsiyet, adını altın harflerle tarihe yazdırdı.

Erzurumlu Yusuf Ağa'nın kızı olan Fatma Seher Hanım, 1888 yılında Erzurum'da dünyaya geldi. Yurdun dört bir yanı işgal altındayken, her şeyini geride bırakıp eşiyle birlikte cepheye koştu. Kimi zaman hasta bakarken, kimi zaman elinde tüfeğiyle düşmana karşı savaşırken görülürdü.

Eşinin Sarıkamış’a tayininin çıkması üzerine oraya giden Fatma Seher, bu cephede de cesaretini gösterdi. Sarıkamış, onun için büyük bir ayrılığın yeri oldu; eşini burada al bayrağa şehit verdi. Gönlündeki vatan aşkı çığ gibi büyüyen bu cesur kahraman, iki çocuğunu da yanına alarak mücadeleye devam etti. Vatan, onun için her şeyin önüne geçmişti. Kendi gibi yüreği vatan sevgisiyle dolu olan yakın akrabalarından on kişiyi de yanına alarak bir çete kurdu ve cepheden cepheye koşarak çarpıştı.

Bu büyük sınav, iki çocuğunu da kaybetmesiyle daha da ağırlaştı. Ancak bu derin acı, onun vatan savunmasındaki kararlılığını azaltmak yerine daha da perçinledi.

Vatan mücadelesi Fatma Seher’i bu kez Sivas yollarına düşürdü. Ülkenin dört bir yanındaki işgallere karşı nasıl hareket etmesi gerektiğini ve hangi cephelerde savaşması gerektiğini öğrenmek için Mustafa Kemal Paşa’ya ulaşmaya karar verdi. Kara Fatma, 1944 yılında yayımlanan anılarında bu görüşmeyi şöyle anlatıyor:

“Mustafa Kemal’in huzuruna çıkabilmek için muhtelif kıyafetlere girerek üç günlük bir mücadeleden sonra, devamlı bir takibin neticesi olarak, Sivas’ta öğle yemeğine davetli bulunduğu bir yere giderken yolda yakaladım. Üzerimde çarşaf vardı ve yüzüm de peçeyle kapalıydı. Kendisiyle bir mesele hakkında görüşmek istediğimi söyleyince, ilk defa sert bir lisan kullanarak ‘Ne görüşeceksin?’ dedi. Kalbimdeki vatan aşkı, bu sert muameleye üstün geldi. Derhal peçemi kaldırdım ve ‘İstanbul’dan buraya kadar sizinle görüşmek için geldim. Maruzatımı bir dakika dinlemenizi ısrarla rica ediyorum’ dedim. Sonra pek yakınımızda bulunan küçük bir lokantada beni kabul ettiler.”

Mustafa Kemal Paşa, ona ismini, silah kullanmayı ve ata binmeyi bilip bilmediğini sordu. Aldığı cevaplardan memnun kalmış olacak ki, şu sözleriyle duygularını dile getirdi:

“Bütün kadınlar senin gibi olsa idi, Kara Fatma!”

İşte o günden sonra Fatma Seher, halk arasında “Kara Fatma” adıyla anılmaya başladı.

Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin ardından hiç vakit kaybetmeden Bursa’ya geçen Kara Fatma, şehri Yunan işgalinden kurtarmak için müfrezesiyle birlikte cesurca savaştı. Tüm bu kahramanlıklarının karşılığında İstiklal Madalyası ile onurlandırıldı. Ancak onun için asıl ödül, vatanın özgürlüğüydü.

Savaş sonrası kendisine bağlanan üsteğmenlik maaşını kabul etmeyerek,

“Ben para için değil, vatanım için savaştım”

diyerek maaşını Kızılay’a bağışladı.

Zaferin ardından sessizce köşesine çekilen Kara Fatma, ömrünün son yıllarını İstanbul’da Darülaceze’de geçirdi. 2 Temmuz 1955’te hayata gözlerini yumdu. Ancak Kurtuluş Savaşı’ndaki fedakârlığı ve yiğitliği, milletimizin hafızasında daima yaşayacak.
Naaşı, İstanbul Kulaksız Mezarlığı’nda ebedi istirahatgâhında yatmaktadır.