Yeni Birlik Gazetesi
Yeni Birlik Gazetesi Kültür Sanat Munzur Dağları’nda yeni bir 'Yediuyur Türü' keşfedildi

Munzur Dağları’nda yeni bir 'Yediuyur Türü' keşfedildi

Munzur Dağları’nda yeni bir memeli türü keşfedildi. “Anadolu Kayalık Yediuyuru” adı verilen tür, iklim değişikliği nedeniyle yok olma riskiyle karşı karşıya.

MUHABİR: Sibel Çınar

Tunceli’nin Munzur Dağları’nda yapılan bilimsel araştırmalarda, daha önce tanımlanmamış bir yediuyur türü bulundu. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ferhat Matur’un yürüttüğü çalışmalar sonucunda keşfedilen kemirgene “Anadolu Kayalık Yediuyuru” adı verildi.

Türkiye’nin en büyük milli parklarından biri olan Munzur Vadisi, bozayıdan vaşağa, su samurundan dağ keçisine kadar pek çok canlıya ev sahipliği yapıyor. Bölgedeki biyolojik çeşitlilik, bilim insanlarının da dikkatini çekiyor.

Yeni türün bilimsel adı: Dryomys anatolicus

Prof. Dr. Ferhat Matur, yıllardır yürüttüğü kemirgen araştırmaları kapsamında Munzur Dağları’nın Ovacık ilçesinde yaptığı gözlemler sırasında farklı bir türün varlığını tespit etti. Morfolojik ve moleküler analizlerle yapılan incelemeler sonucunda, bilinen kayalık yediuyur (Dryomys laniger) türünden ayrıldığı kanıtlanan bu canlıya, bilimsel olarak Dryomys anatolicus adı verildi.

Matur, Anadolu Kayalık Yediuyuru’nun, ormanlık alanlarda değil yalnızca kayalık habitatlarda yaşayan tek yediuyur türü olduğunu vurguladı.

İklim değişikliği tehdit oluşturuyor

Uluslararası Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) kırmızı listesinde “yetersiz veri” kategorisinde yer alan yeni türün geleceği ise risk altında. Prof. Dr. Matur, küresel ısınmanın bu kemirgenin yaşam alanlarını daralttığını belirterek şu uyarıyı yaptı:

“1600 ile 3000 metre arasında görülen Anadolu Kayalık Yediuyuru, sıcaklıkların artmasıyla daha yüksek rakımlara çekilmek zorunda kalıyor. Bu da popülasyonların birbirinden izole hale gelmesine, genetik çeşitliliğin azalmasına ve yok olma riskinin artmasına yol açıyor.”

Matur, Anadolu biyocoğrafyasının zenginliğine dikkat çekerek, Munzur Dağları’nın hem bozulmamış habitatları hem de konumu nedeniyle bu tür için kritik bir yaşam alanı sunduğunu ifade etti.