Yeni Birlik Gazetesi
Yeni Birlik Gazetesi Kültür Sanat Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi, vefatının 699. yılında anılıyor

Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi, vefatının 699. yılında anılıyor

Osmanlı’yı kuran ve çağ açan bir medeniyetin temellerini atan Osman Gazi, vefatının 699. yılında tarihsel mirasıyla bir kez daha yad ediliyor.

MUHABİR: Sibel Çınar

Söğüt ve Domaniç’in bereketli topraklarında doğan bir beyliğin kurucusu olan Osman Gazi, sadece bir lider değil; siyasi vizyonu, askeri dehası ve manevi duruşuyla yedi asırlık bir imparatorluğun ilk tuğlasını koyan isimdir. Babası Ertuğrul Gazi’den aldığı emaneti, istikametle yoğurmuş; hayalini kurduğu devlet modelini sabırla inşa etmiştir.

Osmanlı’ya adını veren hükümdar

Osman Gazi’nin önderliğinde kurulan bu beyliğe, onun adı verilmiş; böylece tarih sayfalarına altın harflerle “Osmanlı” olarak kazınmıştır. Savaş meydanlarında gösterdiği cesaret kadar, halkı ile kurduğu gönül bağı da onun devlet adamı kimliğini şekillendirmiştir. Osmanlı, onunla birlikte sadece toprak değil, bir medeniyet tasavvuru kazanmıştır.

Osman Gazi'nin mirasında yalnızca kılıç ve zafer değil, adalet, tevazu ve insan merkezli yönetim anlayışı da vardır. Dönemin kaynaklarında onun; halkına karşı adil, düşmanına karşı kararlı, müttefiklerine karşı ise vakur bir lider olarak tanımlandığı görülür. Devletin büyüme sürecinde yalnızca fetihlere değil; istikrara, toplumsal düzene ve dini değerlere de büyük önem vermiştir.

Rüyadan gerçeğe, kuruluş ideali

Şeyh Edebali'nin manevi rehberliğiyle şekillenen "Osmanlı Rüyası", aslında bir milletin vicdanında yeşeren idealin yansımasıydı. O meşhur rüyada gördüğü hayat ağacı, zamanla Balkanlardan Ortadoğu’ya uzanan bir cihan devletine dönüştü. Osman Gazi’nin hayatı, bu rüyayı gerçeğe dönüştürmenin hikayesidir.

Bursa'da sükûnet içinde bir anıt

1340 yılı civarında Bursa’da vefat eden Osman Gazi’nin naaşı, vasiyeti üzerine fethettiği bu kadim şehirde, Tophane sırtlarındaki Gümüşlü Kümbet’te ebedi istirahatgâhına taşındı. Türbesi, bugün yalnızca bir ziyaret noktası değil; aynı zamanda Osmanlı ruhunun manevi bir nişanesi olarak ayakta duruyor.

Osman Gazi, aradan geçen yedi yüzyıla rağmen yalnızca tarih kitaplarında değil, kültürümüzde, mimarimizde, devlet geleneğimizde ve dilimizde yaşamaya devam ediyor. Onun bıraktığı izler, yalnızca Osmanlı’yı değil; bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’ni de şekillendiren köklerdir.