Eczacıbaşı Fotoğrafçılar Dizisi’nin 15. kitabında, usta fotoğrafçı Gülnur Sözmen’in üretimden gündelik yaşama uzanan 40 yılı aşkın görsel tanıklığı sanatseverlerle buluştu. İstanbul Modern’de düzenlenen etkinlik, yoğun ilgi gördü.
Türkiye’nin kültür-sanat dünyasına önemli katkılar sunan Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Vakfı, bir kez daha ülkemizin sanatsal hafızasını güçlendirecek değerli bir projeye imza attı. Sanayi ve belgesel fotoğrafçılığının öncülerinden Gülnur Sözmen’in uzun yıllara yayılan saha deneyimi, “Eczacıbaşı Fotoğrafçılar Dizisi” kapsamında kitaplaştırıldı. Dizinin 15. kitabı olan bu eser, 19 Haziran’da İstanbul Modern’de gerçekleştirilen özel bir imza günü ve söyleşiyle tanıtıldı.
Sanayi Üretiminin Sessiz Tanıkları Objektifte
1980’li yıllardan günümüze kadar uzanan geniş bir zaman diliminde sanayi tesislerinden savaş sonrası toplumlara, üretim alanlarından gündelik yaşama uzanan bir perspektifle çalışan Gülnur Sözmen, bu kitabında yalnızca görüntü değil; aynı zamanda toplumsal hafızayı da kayıt altına aldı. Fotoğraflarında emeğin izini süren Sözmen, görünmeyen insanı görünür kılma çabasıyla dikkat çekti.
Söyleşi ve İmza Gününe Yoğun İlgi
İstanbul Modern Sanat Müzesi’nde düzenlenen etkinlikte sanatseverler, hem Sözmen’in kitabını imzalatma fırsatı buldu hem de sanatçının üretim sürecine dair kapsamlı bir söyleşiye katıldı. Editör Orhan Cem Çetin’in moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide, fotoğrafın düşünsel boyutu ve belgesel fotoğrafçılığın zorlukları masaya yatırıldı.
"Emek Vardı, Ama Görünmüyordu"
Dizinin Yıldız Moran’dan sonra ikinci kadın fotoğrafçısı olan Sözmen, sanayi bölgelerinde uzun yıllar boyunca yaptığı çekimlere dair şu sözlerle dikkat çekti:
“Sanayi tesislerini, barajları, fabrikaları fotoğraflarken hep aynı durumu gördüm. İnsan vardı, ama görünmüyordu. Bu kitabı, ismi anılmayan o insanlar için bir hafıza belgesi olarak hazırladım.”
Eczacıbaşı’ndan Kültüre Kalıcı Katkı
Her yıl Türkiye fotoğraf tarihine iz bırakmış bir sanatçının eserlerini belgeleyen “Eczacıbaşı Fotoğrafçılar Dizisi”, kültürel mirasın korunmasına yönelik önemli bir misyon üstleniyor. Dizinin 15. kitabı, sadece bir sanat albümü değil; aynı zamanda üretim toplumunun hafızası, emeğin arşivi ve bir kuşağın sessiz tanıklığı olarak öne çıkıyor.