Taş Tepeler Projesi kapsamında kazıların sürdüğü Şanlıurfa Sayburç’ta, bölgenin arkeolojik ve kültürel mirasını birlikte yaşatacak özgün bir “köy müzesi” kurulması hedefleniyor.
Şanlıurfa'nın Sayburç Mahallesi'nde yürütülen arkeolojik kazılar, binlerce yıllık Neolitik geçmişin izlerini gün yüzüne çıkarırken, bölgede kurulması planlanan “köy müzesi” ile tarih ile geleneksel yaşam arasında benzersiz bir köprü kuruluyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yürüttüğü Taş Tepeler Projesi çerçevesinde çalışmalarını sürdüren ekip, bölgeyi bir açık hava müzesine dönüştürmeye hazırlanıyor.
Neolitik Dönem ile geleneksel mimari yan yana
İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Eylem Özdoğan’ın başkanlığında yürütülen kazılarda, Neolitik dönem kalıntılarının yanı sıra Roma dönemine ve 1950’li yıllardaki kırsal yaşama ait yapılar da tespit edildi. Özdoğan, bu geleneksel taş yapılardan ikisinin ve bir köy odasının restore edilerek köy müzesine dönüştürüleceğini belirtti.
“Bu alanda geleneksel yöntemlerle inşa edilmiş taş evler, köy odaları ve Roma dönemine ait kalıntılar bir arada yer alıyor. Bu nadir kesişim, bize hem arkeolojik hem kültürel mirası birlikte yaşatma imkânı sunuyor,” diyen Özdoğan, projenin sadece geçmişi değil, yaşanmış bir kırsal hafızayı da kayıt altına almayı hedeflediğini söyledi.
Köy yaşamı, gündelik eşyalarla anlatılacak
Planlanan köy müzesinde, 1950’li yıllarda kullanılan ocaklar, yiyecek hazırlama ve depolama araçları, gündelik hayatı yansıtan eşyalar ve bu yapıların hikâyeleri yer alacak. Böylece ziyaretçiler, Neolitik yerleşimi gezdikten sonra Urfa’nın geleneksel kültürüyle de birebir tanışma fırsatı bulacak.
Doç. Dr. Özdoğan, “Türkiye’de örneklerine nadiren rastlanan bu tip köy müzeleri, geleneksel kırsal yaşamın unutulmaması açısından büyük önem taşıyor. Ziyaretçiler, taş kabartmalar ve Neolitik mimarinin hemen yanı başında Urfa kültürünün izlerini taşıyan yaşam alanlarını görebilecek,” ifadelerini kullandı.