Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen ve Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı arkeoloji hamlesi olarak kayıtlara geçen Taş Tepeler Projesi, Şanlıurfa'da 12 ayrı kazı alanında titizlikle devam ediyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Göbeklitepe’nin de dahil olduğu proje, insanlık tarihine dair bilgileri yeniden şekillendiriyor.
12 Bin Yıllık Hafıza Gün Yüzüne Çıkıyor
Toplamda yaklaşık 100 kilometrekarelik alanda sürdürülen çalışmalar, Göbeklitepe'nin yanı sıra Karahantepe, Çakmaktepe, Sayburç, Ayanlar, Sefertepe, Gürcütepe, Harbetsuvan, Yeni Mahalle, Kurt Tepesi, Mendik ve Yoğunburç gibi önemli alanları kapsıyor. Bu kazı alanlarında 219 akademisyen, aralarında İngiltere, Almanya ve Japonya’dan gelen 36 profesörün öncülüğünde, gece gündüz demeden Neolitik dönemin izlerini ortaya koymak için çaba harcıyor.
Kazılarda sadece tapınaklar ya da semboller değil, Neolitik döneme ait ritüeller, günlük yaşam, üretim yöntemleri, evcilleştirme süreçleri ve mimari yapılar gibi çok boyutlu unsurlar detaylı biçimde gün ışığına çıkarılıyor. Türkiye, bu kapsamlı proje ile sadece arkeolojik bir başarıya imza atmıyor; aynı zamanda medeniyet tarihine yön veren bir bilimsel liderlik sergiliyor.
Projenin uluslararası alanda yakından takip edildiğini vurgulayan Taş Tepeler Projesi Koordinatörü Prof. Dr. Necmi Karul, yürütülen çalışmaların insanlık tarihine büyük katkı sunduğunu belirtti. Karul, proje sayesinde Türkiye'nin arkeoloji alanındaki uluslararası iş birliği kapasitesinin ciddi şekilde arttığını dile getirdi.
“Projeyi yürüttüğümüz bölgenin insanlık tarihine yaptığı katkının ne denli önemli olduğu artık daha net görülüyor. Çok sayıda yerleşmenin aynı anda kazılması, çok iyi korunmuş yapıların ortaya çıkarılması, Neolitik döneme dair büyük bir bütünlük sunuyor. Bu da Türkiye’yi bilimsel anlamda dünyada saygın bir konuma taşıyor.”
Ziyaretçi Sayısında Patlama Bekleniyor
Şanlıurfa’nın göz bebeği Göbeklitepe, hali hazırda yılda 1 milyona yakın yerli ve yabancı ziyaretçiyi ağırlıyor. Ancak Taş Tepeler Projesi kapsamında diğer 11 kazı alanının da ziyarete açılmasıyla birlikte turizmde büyük bir sıçrama bekleniyor. Kazılardan elde edilen eserlerin Şanlıurfa’daki müzelerde sergilenmeye başlaması da bölgeyi hem yerli hem yabancı arkeoloji tutkunları için cazibe merkezi haline getiriyor.