Yeni Birlik Gazetesi
Yeni Birlik Gazetesi Kültür Sanat Taş Tepeler’de ağzı dikili heykel keşfi: Neolitik döneme yeni ışık

Taş Tepeler’de ağzı dikili heykel keşfi: Neolitik döneme yeni ışık

Taş Tepeler Projesi kapsamında Sayburç kazılarında keşfedilen ağzı dikili heykel, Neolitik dönemin ölüm ritüellerine dair benzersiz bir anlatım sunuyor. 12 kazı alanında süren çalışmalarla proje, insanlık tarihini yeniden şekillendiriyor.

KAYNAK: Gülay Yücel

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yürüttüğü ve Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı arkeolojik çalışması olarak tanımlanan Taş Tepeler Projesi, 5. yılında çarpıcı keşiflerle gündemde. Bakan Mehmet Nuri Ersoy’un Karahantepe Karşılama Merkezi’nde düzenlediği toplantıyla duyurulan bulgular arasında özellikle Sayburç kazı alanında gün yüzüne çıkarılan, ağzı dikilmiş bir yüz ifadesiyle betimlenmiş heykel dikkat çekti. Uzmanlara göre bu keşif, Neolitik döneme ait ölüm ritüelleri ve semboller hakkında yepyeni bir kapı aralıyor.

Neolitik Heykel Sanatında Eşik Noktası

Göbeklitepe D Yapısı'nda adak olarak konumlandırıldığı düşünülen insan figürlü yeni heykel de tanıtımda öne çıkan bir diğer bulgu oldu. Estetik ve simgesel nitelikleriyle dönemin heykeltıraşlık anlayışına ışık tutan eser, Neolitik insanın inanç sistemine dair önemli ipuçları sunuyor.

Sefertepe kazılarında ortaya çıkan farklı tekniklerle işlenmiş iki insan yüzü kabartması ve siyah serpantin taşından yapılmış çift yüzlü boncuk da bölgedeki sembolik anlatım çeşitliliğini gözler önüne seriyor. Bu eserlerin, Göbeklitepe ve Karahantepe gibi merkezlerdeki stil anlayışlarından belirgin biçimde ayrıldığı belirtiliyor.

12 Noktada Eş Zamanlı Kazı, 36 Akademik Kurum

Taş Tepeler Projesi, bugün Şanlıurfa ve çevresinde 12 ayrı kazı alanında eş zamanlı olarak yürütülüyor. Göbeklitepe, Karahantepe, Sayburç, Sefertepe, Harbetsuvan, Çakmaktepe, Ayanlar Höyük, Mendiktepe gibi alanlarda sürdürülen çalışmalar, arkeolojik çeşitliliğin boyutunu ortaya koyuyor. Japon Prenses Mikasa’nın da Ayanlar Höyük kazısına destek vermesiyle projenin uluslararası boyutu daha da güçlendi.

Projeye Türkiye’den 15, yurt dışından ise 21 olmak üzere toplam 36 akademik kurum katkı sunuyor. 2025 itibarıyla kazı ekiplerinde yer alan bilim insanı ve öğrenci sayısı 219’a ulaştı. Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, bu yapının dünyada benzeri olmayan bir bilimsel birlikteliğe dönüştüğünü vurguluyor.

Taş Tepeler: Neolitik Dönemin Başkenti

Bakan Ersoy’a göre elde edilen veriler, 12 bin yıl önce Anadolu topraklarında yoğun yerleşimlerin bulunduğunu ve bu yerleşimlerde kamusal yapılarla gündelik hayat alanlarının iç içe geçtiğini kanıtlıyor. Göbeklitepe, Karahantepe ve diğer merkezlerde keşfedilen konutlar, fırınlar ve gömütler bu tezi güçlendiriyor.

Ersoy, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2025’i “Aile Yılı” ilan etmesiyle birlikte, Taş Tepeler’de ortaya çıkan buluntuların Anadolu’daki aile kavramının köklerine dair bilimsel bir derinlik kazandırdığını ifade ediyor.

Arkeolojik Kazıdan Küresel Sergilere

Tanıtımda öne çıkan bir diğer başlık da Taş Tepeler temalı uluslararası sergiler oldu. 2024 yılında Roma Kolezyumu’nda açılan ve 6 milyon ziyaretçiye ulaşan “Göbeklitepe: Kutsal Bir Yerin Gizemi” sergisi büyük ses getirirken, 2026 Şubat’ında Berlin’de, ardından Londra ve Tokyo’da yeni sergilerin planlandığı bildirildi. Böylece Taş Tepeler, yalnızca bir arkeoloji projesi değil, aynı zamanda küresel bir kültürel diplomasi hamlesine dönüşmüş durumda.

Koruma ve Altyapı Çalışmaları Hız Kesmeden Sürüyor

Göbeklitepe Aslanlı Yapı’da ve Karahantepe AD yapısında sürdürülen koruma–restorasyon çalışmaları, alanların gelecek nesillere aktarılmasını hedefliyor. Yeni açılan karşılama merkezleri ve kazı evleri, ziyaretçilerin ve araştırmacıların bölgeyle olan etkileşimini artırıyor.

Bakan Ersoy, tanıtım toplantısı öncesinde Karahantepe Karşılama Merkezi’nde kurulan yeni sergiyi ziyaret ederek kamuoyuna projeye olan bağlılığını bir kez daha göstermiş oldu.