Yeni Birlik Gazetesi
Yeni Birlik Gazetesi Kültür Sanat Tiyatroda gözyaşı ve alkış bir arada: “Hikâyede Adı Geçen Şair Benim” sahneyle buluştu

Tiyatroda gözyaşı ve alkış bir arada: “Hikâyede Adı Geçen Şair Benim” sahneyle buluştu

Dün akşam Oda Tiyatrosu’nda sahnelenen “Hikâyede Adı Geçen Şair Benim” adlı iki kişilik oyun, izleyiciyi büyüleyen ve düşündüren unutulmaz bir geceye imza attı. Güçlü metni ve oyunculuk performanslarıyla dakikalarca ayakta alkışlanan yapım, seyircinin kalbine dokunan bir şiir gibiydi.

MUHABİR: Bülent Çolakoğlu

Duyguların, Şiirin ve Oyunculuğun Zirvesinde Bir Gece

Oda Tiyatrosu’nda dün akşam gerçekleştirilen “Hikâyede Adı Geçen Şair Benim” oyunu, izleyicilere unutulmaz bir sanat şöleni yaşattı. Şiirsel anlatımı, güçlü oyunculukları ve etkileyici rejisiyle adeta bir duygu fırtınasına dönüşen prömiyer, dakikalarca ayakta alkışlandı.

İki kişilik kadrosuyla sahneye taşınan yapımda, usta oyuncu Gökhan Yet derinlikli şair karakteriyle izleyiciyi şiirin içine çekerken, Elif Aysel Nazim, sekiz ayrı karakteri canlandırarak tiyatronun büyüsünü bir kez daha ispatladı. Her karakterin sahneye gelişiyle salonda başka bir ruh, başka bir hikâye yankılandı.

Şiirsel Dil, Tiyatro Sahnesinde Hayat Buldu

Oyunun yazarı Kaan Erkam, Türk edebiyatının iç dünyasından beslenen metniyle sanatseverlere ruhsal bir yolculuk sundu. Yönetmen Taha Aykın ve sahne arkasındaki deneyimli ekip, bu derin anlatımı estetik bir sahneleme ile taçlandırdı. Sahnedeki duygular, izleyicinin kalbine işledi; hüzün, yalnızlık ve zarafet birer karaktere bürünerek seyirciyle buluştu.

Oyunculukta Ustalık, Rejide Estetik

Elif Aysel Nazim, Rum kadın Maria’dan çingene kadına, meyhanedeki adamdan Filiz Akın’a uzanan karakter yolculuğunda her sesi, her bedeni ustalıkla canlandırdı. Oyuncunun “Her karakterin ayrı bir sesi vardı içimde” sözleri, performansının derinliğini özetler nitelikteydi.

Gökhan Yet ise “Bu metinle sahnede olmak bir yolculuktu” diyerek, sanatın ve şiirin harmanlandığı sahneye olan duygusal bağını ifade etti.

Alkışlar ve Çiçekler, Sanata Saygının Göstergesiydi

Gecenin sonunda sahneye taşan çiçekler, uzun süren alkışlar ve izleyicinin gözlerindeki ışıltı, tiyatronun hâlâ toplumun ruhuna hitap eden güçlü bir araç olduğunu bir kez daha gösterdi. Kültürel kalkınma hamlelerinin önemli bir parçası olan bu gibi yerli ve özgün tiyatro eserleri, sanatın Türkiye'deki köklü yükselişini destekliyor.