Tarihe Nakşedilen Bir Sanatkar: Nakkaş Sinan Bey’in Mezar Taşı Bursa’da Zamana Direniyor
Fatih Sultan Mehmet’in portresini çizen saray nakkaşı Sinan Bey’in izleri, 600 yıl sonra yeniden gün yüzüne çıkıyor
Osmanlı'nın sanatla yükselen dehasını temsil eden, Fatih Sultan Mehmet'in portresini çizen saray ressamı Nakkaş Sinan Bey'in mezar taşı, Bursa’daki Türk İslam Eserleri Müzesi'nin bahçesinde sessiz bir hazine gibi ziyaretçilerini bekliyor. Üzerinde Arapça “Nakkaş-ı Sultan” yazısı bulunan taş, hem tarihi bir belge hem de bir sanat anıtı niteliğinde.
Ressamdan Fazlası: Bir Osmanlı Estetikçisi
Nakkaş Sinan Bey, yalnızca Fatih Sultan Mehmet’in emriyle İtalya’da resim eğitimi alan bir sanatkar değil; aynı zamanda Osmanlı’nın Batı ile kurduğu estetik diyaloğun ilk mimarlarından biri. Venedik ekolüne mensup ressamlardan eğitim alarak İstanbul’a dönen Sinan Bey, imparatorluk sarayına sanatsal bir derinlik katmış, kültür tarihimizde silinmez izler bırakmıştır.
Tarihçilerin aktardığına göre, Fatih’in meşhur “gül koklayan portresi” uzun yıllar Sinan Bey’in eseri olarak bilinmiş, son dönemde ise talebesi Şiblizade Ahmet Çelebi’ye ait olduğu yönünde kanaat oluşmuştur. Ancak bu ikilik, portre geleneğinin mimarının yine Sinan Bey olduğunu inkâr etmiyor.
Bir Mezar Taşından Fazlası
Yeşil Medrese’nin bahçesindeki taş, yalnızca bir mezar taşı değil; süslemeleri, hat sanatı ve sembolik diliyle bir kültür manifestosudur. Üzerinde yer alan ifadeler, hem ruhani bir derinlik hem de estetik bir zenginlik sunuyor:
“Sahibü’l-kabr, El merhum, El mağfur, Es-said, Eş-şehid, El muhtac ila rahmetillah – Nakkaş-ı Sultan.”
Bu satırlar, Osmanlı’nın hem bir sanatkârına duyduğu hürmeti hem de geçmişe gösterdiği vefayı simgeliyor.
Görünmeyeni Görmek: Kültür Mirasına Sahip Çıkmak
Tarihçi yazar Samet Altıntaş’ın da işaret ettiği gibi, bu mezar taşı yalnızca korunmakla kalmamalı; bir anlatıya dönüştürülmeli. Müzede, Sinan Bey’in hayatını ve Fatih’in portresini anlatan özel bir alan oluşturulması, kültür sanat dünyasında önemli bir boşluğu dolduracaktır.
Gelenekle modernliğin harmanlandığı Türkiye’nin kültürel politikaları, bu tarz eserlerin gün yüzüne çıkarılmasıyla yeni bir derinlik kazanıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın müzelerle ilgili dönüşüm politikaları da, bu anlamda tarihi yapıları birer yaşayan müze haline getirme vizyonuna hizmet ediyor.
Sessizliğin Sanatıyla Konuşan Bir Taş
Bugün Nakkaş Sinan Bey’in mezar taşı, zamana direnen bir hafıza, sessiz bir anlatıcı gibi. Onu fark etmek, sadece geçmişe değil; estetik değerlere, görsel hafızaya ve kültürel sürekliliğe sahip çıkmaktır.
Fatih’in gözleriyle gülü koklayan o portredeki zarafet, bugün Türk İslam Eserleri Müzesi’nin bahçesinde taşın oyularında hâlâ yaşıyor…