Türk sinemasının ilk kadın yıldızlarından biri olan Sezer Sezin, sadece bir oyuncu değil, bir dönemin ruhunu ve kadının sahnedeki gücünü simgeleyen öncü bir figürdü. Vefatının üzerinden sekiz yıl geçmesine rağmen, hem sinemaseverlerin kalbinde hem de kültürel belleğimizdeki yeri hâlâ çok özel.
25 Ekim 1929’da Eyüpsultan’da dünyaya gelen Mesrure Sezer, tiyatroyla tanıştığında henüz 11 yaşındaydı. Eminönü Halkevi Tiyatrosu’nda sahneye çıktığında "kralın kızı" rolünü üstlenmişti. Daha çocuk yaşta, merdivene çıkarak mahalle çocuklarına şarkılar söylediğini anlatan Sezin, “Sanırım oyuncu olarak doğanlardandım” diyordu.
Beyazperdeye açılan cesur bir kapı
1944 yılında, "Hürriyet Apartmanı" filmiyle sinema kariyerine başlayan Sezin, kısa sürede dikkat çekti. Özellikle 1948’de Memduh Ün ile başrolü paylaştığı “Damga”, Türk sineması için bir kırılma noktası oldu. Film, dönemin koşullarında bir ilki başardı ve haftalarca vizyonda kalarak seyirciyle güçlü bir bağ kurdu.
1960’ta Metin Erksan’ın yönettiği "Şoför Nebahat", Sezin’in halk nezdinde ikonikleştiği film oldu. Kadının toplumdaki yerine dair güçlü bir temsiliyet taşıyan bu karakter, onun halkla kurduğu bağı daha da perçinledi. Filmin başarısı üzerine 1964 ve 1965’te iki devam filmi daha çekildi.
Sezer Sezin, oyunculuğunun ötesinde bir sinema emekçisiydi. 1946’da Vedat Örfi Bengü ile Sezer Tiyatrosu’nu kurarak yapımcı kimliğiyle de ön plana çıktı. Ayrıca, sinemaya kazandırdığı önemli isimlerden biri de Memduh Ün’dü. Fatma Girik’in ifadesiyle, Sezin olmasaydı "Memduh sinemada olmazdı".
Sayısız ödül, zamansız bir etki
Kariyeri boyunca birçok ödüle layık görülen Sezin;
– 1955’te “Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu”,
– İzmir Film Festivali’nde “En Başarılı Kadın Oyuncu”,
– Altın Portakal’da Onur Ödülü,
– İstanbul Film Festivali’nde Jüri Onur Ödülü,
– 2008 Bursa İpek Yolu Film Festivali’nde ise Sinema Onur Ödülü aldı.
2007 yılında "Hicran Sokağı" dizisinde konuk oyuncu olarak kameraların karşısına son kez geçti. O andan itibaren sinema tarihinin yaşayan tanıklarından biri olarak anılmaya devam etti.
Unutulmayan kadın, bitmeyen ışık
20 Temmuz 2017’de aramızdan ayrılan Sezer Sezin, yalnızca Yeşilçam’ın değil, Türkiye’nin kültürel tarihinde ölümsüz bir simgedir. Yönetmen Lütfi Ömer Akad’ın ifadesiyle, “Bugünün Türk sinemasını oluşturan temel taşlardan biridir.” Onun cesareti, üretkenliği ve sanata duyduğu tutku; genç oyuncular için hâlâ yol gösterici bir ışık niteliğinde. Vefatının 8. yılında, Sezer Sezin’i saygıyla anıyoruz.