Türk Sinemasında Alarm Zilleri: Bilet Satışlarında Tarihi Düşüş
62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında düzenlenen paneller, Türk sinema sektöründeki derin krizleri rakamlarla gözler önüne serdi. Yönetmen ve yapımcı Murat Şeker, 20 yıl sonra ilk kez bu yaz film çekemediğini açıklarken, Türkiye’de bilet satışlarındaki dramatik düşüşe dikkat çekti. Şeker, artan maliyetler ve düşen alım gücü nedeniyle sektörün sürdürülebilirliğini kaybetme noktasına geldiğini belirtti.
2017’de 72 Milyon Olan Bilet Satışı, 2024’te 24 Milyona Geriledi
“Yeni Dalga mı Durgunluk mu: Bu Gişe Bizi Kurtarır mı?” başlıklı panelde konuşan Murat Şeker, Türkiye’nin bilet satışlarında Avrupa’da en fazla düşüş yaşayan ülke olduğunu vurguladı. Verilere göre:
- 2017’de toplam bilet satışı: 72 milyon
- 2024 beklentisi: 24 milyon
- 2015-2019 arası toplam bilet: 290 milyon
- 2020-2024 arası toplam bilet: 130 milyon
Uluslararası karşılaştırmalarda ise en çarpıcı örnek Suudi Arabistan oldu. Pandemi öncesi 5 yılda 6 milyon olan toplam bilet satışı, 70 milyona ulaştı.
“20 Yıldır İlk Defa Bu Yaz Film Çekmedim”
Maliyet artışlarının sektördeki yapımcıları film üretmekten alıkoyduğunu ifade eden Murat Şeker, şu sözlerle durumun ciddiyetini vurguladı:
“20 yıldır ilk kez bu yaz film çekmedim. Çünkü maliyetler, bireysel yapımcıların karşılayabileceği seviyeyi aştı.”
Şeker, özellikle dijital platformların sektördeki dengeleri bozduğunu ifade ederek Netflix, Disney gibi yabancı yapım şirketlerinin, dolar bazlı harcamaları artırarak yerli üretimi zorladığını belirtti. Bu durumun sadece ana akım sinemayı değil, festivalleri de tehdit ettiğini söyleyen Şeker, "Festival filmleri dahi, ana akımın çarkları dönmeden sürdürülemez" dedi.
“Yapımcı Kültürü Oluşmadı, Salonlar Boş”
Panelin diğer konuşmacılarından CJ ENM Dağıtım Müdürü Ferhat Aslan, Türkiye’de sürdürülebilir bir yapımcı ekosistemi kurulamamış olmasına dikkat çekti. Aslan, “BKM, TAFF, Avşar Film, Med Yapım gibi yapılar vardı ancak hiçbiri kurumsal bir üretim kültürü oluşturamadı. Türkiye’de üç yılda bir film üreten yapımcı kalmadı” ifadelerini kullandı.
Sinema salonlarındaki doluluk oranının yüzde 5 seviyesine gerilediğini belirten Aslan, bu oranla salonların sadece elektrik maliyetini bile karşılayamayacak durumda olduğunu aktardı.

“Seyirci Kültür Tüketemiyor, Alternatifler Geliştirilmeli”
Cinema Pink by Maximum Film Programlama Müdürü İlkay Erdem ise düşük bilet fiyatlarıyla seyirci çekmeye yönelik projeleri anlattı. 27-28 Eylül tarihlerinde düzenlenen ve bilet fiyatının 80 TL olduğu özel festivalde, 800 bin bilet satıldığı bilgisini paylaşan Erdem, bu örneğin önemli bir gösterge olduğunu ifade etti.
Murat Şeker de bu veriye atıfla, “Bu, bize bir şey işaret ediyor: Türk insanının kültüre ayıracak parası yok” değerlendirmesinde bulundu.
Sektörün geleceğine dair karamsar bir tablo çizen Şeker, birçok yapımcının ilk filminin ardından yeniden üretim yapamayacağını, salonların kapanma riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.
“Sinemaya Neden Gerek Var?” Tartışması: Televizyon ve Dijital Baskısı
Giderek daha fazla yapımcının televizyon ve dijital platformlara yöneldiğini belirten Şeker, sinema üretiminin büyük oranda bireysel çabalara dayandığını vurguladı. Devlet desteği olmadan, yalnızca bireysel finansmanla üretilen filmler sayesinde yıllar boyunca 250 filme ulaşan üretim hacminin, yarışmaların ve festivallerin mümkün olabildiğini hatırlattı.

Melies’ten Da Vinci Resolve’a: Sinemada Tasarım Paneli
Aynı gün gerçekleşen “Pelikülden Dijitale - Sinemada Tasarım” başlıklı panelde ise akademisyen Emre Ahmet Seçmen, sinema tarihinin teknolojik dönüşümüne ışık tuttu. Melies döneminden günümüzde kullanılan Da Vinci Resolve gibi dijital kurgu yazılımlarına uzanan gelişimi ele alan panel, sinema sanatının evrimini teknik açıdan tartıştı.