Yeni Birlik Gazetesi
Yeni Birlik Gazetesi Kültür Sanat Uzmanlar uyarıyor: Türk dizileri alkol ve tütünü 'normal' mi gösteriyor? Gençlerin geleceği tehlikede

Uzmanlar uyarıyor: Türk dizileri alkol ve tütünü 'normal' mi gösteriyor? Gençlerin geleceği tehlikede

Uzmanlar, Türk yapımı dizi ve filmlerde alkol, tütün ve uyuşturucu gibi bağımlılığa yol açan zararlı maddelere yer verilme oranının, uluslararası yapımlara kıyasla daha yüksek seviyede olduğunu belirtti.

MUHABİR: Mert Bayraktar

Türk dizi ve film endüstrisinin son yıllarda elde ettiği küresel başarı, içerik denetimi konusundaki ciddi bir boşluğu da beraberinde getirdi. Sektör, izlenme rekorları kırarken, halk sağlığı uzmanları ise ekranlardaki tehlikeli bir trende dikkat çekiyor: alkol, tütün ve uyuşturucu gibi bağımlılık yapıcı maddelerin normalleşmiş ve hatta cazip gösterimi.Yeşilay'ın saygın bilimsel dergisi Addicta'da yayımlanan son araştırma, Türk yapımlarının bu tehlikeli temsiller açısından uluslararası ortalamaların belirgin şekilde üzerinde olduğunu ortaya koyuyor.

Sarsıcı Sıklık: Neredeyse Her Sahnede Bir Uyaran

Çalışmanın en çarpıcı bulgusu, bu tür görsellerin sadece varlığı değil, akıl almaz bir sıklıkla izleyicinin karşısına çıkması. Halk sağlığı uzmanı Doç. Dr. Mehmet Enes Gökler, incelenen popüler 10 film ve 10 dizinin tamamında alkol kullanımına dair en az bir sahneye rastlandığını belirtiyor. Daha da vahimi: Tütün ve alkole dair bir uyaran, ortalama her 10 dakikanın 6'sında ekrana geliyor.

📝 Uzman Görüşü: "İncelenen tüm bu 5 dakikalık aralıkların neredeyse üçte ikisinde alkol, tütün veya uyuşturucuya dair en az bir görüntü tespit edildi. Bu sürekli tekrarın, farkında olmasak bile, bilinçaltımızda ne kadar güçlü bir etki yarattığı ciddi bir soru işareti." – Doç. Dr. Mehmet Enes Gökler

Uzmanlar, bu yoğun ve kesintisiz görsel bombardımanın, madde kullanımını toplumun "normal" ve hatta "vazgeçilmez" bir parçası olarak kodladığı konusunda uyarıyor. Özellikle genç ve ergen izleyicilerde, bu durumun riskli davranışları meşrulaştırıcı ve maddeye başlama yaşını düşürücü bir potansiyel taşıdığı vurgulanıyor.

Karizmatik Karakter, Kötü Rol Model: Taklit Tehlikesi

Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hakan Coşkunol, sorunun dramatik yapısını derinleştiriyor. Coşkunol, dizi ve filmlerde popüler ve karizmatik karakterlerin elinde sıkça görülen bu maddelerin, gençlerde taklit davranışınıtetiklediğini ve olumsuz sonuçların gösterilmemesi nedeniyle risk algısını azalttığını belirtiyor. Bu temsiller, bağımlılık unsurlarını "özgürlük" veya "karizma" gibi pozitif imgelerle ilişkilendirerek kimlik arayışındaki gençleri yanlış yönlendiriyor.

Yasal Düzenlemeler Dijital Çağın Gerisinde

Türkiye'de televizyon yayınlarına yönelik tütün ve alkol kullanımı kısıtlamaları bulunsa da, araştırmacılar dijital platformların yükselişiyle mevcut yasaların yetersiz kaldığını düşünüyor. Gökler, platformların 'abonelik usulü' argümanının, bu denli yaygın ve sürekli maruziyet karşısında bir halk sağlığı sorununa dönüştüğünü ifade ediyor.

Çözüm Nerede Başlamalı?

Uzmanlar, bu tehlikeli gidişatı tersine çevirmek için somut adımlar öneriyor:

Zorunlu İçerik Uyarısı: Yaş sınırlamaları ve bağımlılık unsurlarına dair açık uyarılar zorunlu hale getirilmeli.

Risklerle Gösterme: Bağımlılık sahneleri yalnızca cazip yönleriyle değil, tüm risk ve olumsuz sonuçlarıyla birlikte sunulmalı.

Bağımsız Denetim: RTÜK benzeri bir yapının dijital platformları düzenli olarak denetlemesi ve etik rehberler hazırlanması gerekiyor.

Alternatif Dramatik Araçlar: Yapımcılar, stres veya kutlama anlarını alkol/madde kullanmadan, daha yaratıcı ve sağlıklı yöntemlerle işlemelidir.

Sonuç olarak, Türk yapımları bir yandan dünyaya kültürümüzü taşırken, diğer yandan kendi genç izleyicisinin sağlığı için riskli bir içerik yoğunluğu yaratıyor. Uzmanlar, bu durumun artık basit bir "yansıtma" değil, bir "normalleştirme ve özendirme" riski taşıdığı konusunda net bir uyarıda bulunuyor. Kamu sağlığını koruma adına, dijital yayıncılık özgürlüğü ile dengeyi yeniden kurmak acil bir gereklilik olarak masada duruyor.