Avusturya'nın Linz kentinde 1979 yılında başlayan ve o tarihten bu yana dijital sanatın nabzını tutan Ars Electronica, 21-28 Ekim tarihleri arasında İstanbul’daki sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Bu kez Zorlu PSM’nin ev sahipliğinde ve Piksel.Creative Solutions iş birliğiyle gerçekleşecek festival, teknolojiyi sadece bir araç değil, bir ifade biçimi haline getiren sanatçılarla dolup taşacak.
Ziyaretçileri etkileşimli enstalasyonlar, duyulara hitap eden performanslar ve sınırları zorlayan yapay zekâ çalışmaları bekliyor. Ars Electronica, klasik sergi anlayışını geride bırakıp mekânı adeta bir deneyim alanına dönüştüren işlerle İstanbul’daki ilk geniş çaplı buluşmasına hazırlanıyor.
bu yılın öne çıkan işlerinde ışık, ses, yapay zekâ ve çevresel bilinç ön planda
Festivalin dikkat çeken yapıtlarından biri olan Cod.Act’in "Cycloid-E" adlı kinetik heykeli, yalnızca bir sanat eseri değil, adeta yaşayan bir organizma gibi hareket ediyor. Titreşim ve rezonansla mekânın ruhunu değiştiren bu hipnotik yapı, izleyiciyle fiziksel ve zihinsel bir bağ kurmayı amaçlıyor.
Marc Vilanova’nın "Cascade" performansı, görünmeyen elektromanyetik dalgaları, şelale benzeri bir ışık ve ses kompozisyonuna dönüştürerek izleyiciyi bilinmeyen bir doğayla yüzleştiriyor. Bu performans, hem işitsel hem de görsel olarak insan duyularının sınırlarını zorluyor.
Öte yandan, Martyna Marciniak’ın "Anatomy of Non-Fact" eseri, gerçek ile kurgu arasındaki sınırların silindiği çağımızda, hiper-gerçeklik ve yapay zekânın manipülatif gücünü sorgulayan çarpıcı bir dijital anlatı sunuyor.
İklim krizini sanatsal formla görünür kılan Noor Stenfert Kroese’nin "Fading Colours" enstalasyonu, canlı alg kültürleri üzerinden dünyamızın sessiz çığlığını izleyiciye duyuruyor. Sanat, bu projede hem uyarı hem de umut olarak karşımıza çıkıyor.
interaktif evrenler ve dijital performanslarla büyüleyici bir festival deneyimi
Universal Everything stüdyosunun interaktif dijital işi, beden hareketlerini algılayan ve jestlerle şekillenen dinamik bir dijital evren kuruyor. Ziyaretçiler yalnızca izleyici değil, aynı zamanda eserin bir parçası haline geliyor. Sanatın sınırlarını deneyime dönüştüren bu etkileşim, festivali klasik bir sergiden çok öteye taşıyor.
Bu yılki Ars Electronica İstanbul edisyonu, yalnızca uluslararası sanatçıların eserlerini Türkiye’ye getirmekle kalmıyor, aynı zamanda yerli sanatçılar için küresel bir vitrin işlevi de görüyor. Dijital çağda yaratıcı anlatının sınırlarını keşfetmek isteyen herkes için kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor.