Sanat Güneşi olarak gönüllere taht kuran Zeki Müren’in yaşamını anlatan biyografik filmin tanıtımı, mahkeme kararıyla durduruldu. Üstelik sadece gösterim yasağıyla sınırlı kalınmadı; tanıtım materyallerinin bulunduğu dijital bellek de mahkeme kasasına kaldırıldı. Kültürel bir figürün sinemaya aktarılması süreci, hukuki tartışmaların merkezine oturdu.
yapımcı mustafa uslu’ya mirasçılardan dava: "onayımız yok"
1996 yılında hayata veda eden Zeki Müren’in hayatını beyazperdeye taşımayı planlayan yapımcı Mustafa Uslu, daha önce birçok biyografik filmle adını duyurmuştu. Ancak bu proje, beklenmedik bir itirazla karşılaştı. Müren’in yasal mirasçıları olan Türk Silahlı Kuvvetleri Mehmetçik Vakfı ve Türk Eğitim Vakfı, yapımcıya karşı hukuki süreci başlattı. Gerekçeleri ise netti: "Tanıtım filmine dair hiçbir onayımız yok."
Tanıtım filmi, bazı festivallerde sınırlı gösterimle izleyiciyle buluşmuş, bu durum vakıflar tarafından “hukuka aykırı”bulunmuştu. Dosyaya taşınan dava, sanat dünyasında ifade özgürlüğü, telif hakları ve manevi değerlerin korunmasıtartışmalarını da beraberinde getirdi.
flaş bellek mahkemede: içerik bilirkişiye emanet edildi
İstanbul'da görülen davada mahkeme, yalnızca tanıtımın kamuoyuyla paylaşılmasını durdurmakla kalmadı. Aynı zamanda tanıtım filminin yüklü olduğu dijital flaş belleğe resmî el koyma kararı çıktı. Bellek şu anda mahkeme kasasında korunuyor.
Karar kapsamında atanacak bir bilirkişi, tanıtım filminin içeriğini detaylı biçimde inceleyecek. İnceleme sonrası filmin, gerçekten Zeki Müren’in hayatıyla uyumlu olup olmadığı, kişilik haklarına zarar verip vermediği ve mirasçıların rızasına ihtiyaç doğurup doğurmadığı konularında rapor hazırlanacak.
zeki müren’in hayatı kimlere ait?
Bu dava sadece bir tanıtım filmini değil, aynı zamanda bir sanatçının mirasının sınırlarını da sorgulatıyor. "Sanat Güneşi" lakabıyla Türkiye’nin kalbinde yer etmiş bir isim olan Zeki Müren’in yaşamı, yalnızca ailesine ve mirasçı vakıflara mı aittir, yoksa kamusal bir figür olarak toplumun ortak mirası mıdır?
Bu karmaşık sorunun cevabı, yalnızca hukuki değil, kültürel ve etik boyutları da içeriyor. Sinema dünyasında biyografik filmlerin geleceği açısından da bu karar, emsal niteliğinde olabilir.
kamuoyu ikiye bölündü: sanat mı, hak mı?
Sosyal medyada ve sanat camiasında konuya dair görüşler ikiye ayrılmış durumda. Bir kesim, “Zeki Müren’in hayatı toplumun ortak değeri” diyerek filmin özgürce gösterilmesi gerektiğini savunurken, diğer kesim, “kişilik haklarına saygı” ilkesine vurgu yapıyor.
Özellikle son yıllarda biyografik projelere yönelik artan ilgi, benzer davaların çoğalabileceğine işaret ediyor. Yapımcı Mustafa Uslu’nun projeye dair nasıl bir yol izleyeceği ise merak konusu.