İstanbul’un Ekim akşamlarında alışık olduğu serinlik, bu kez Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda adeta sahneyi ele geçirdi. Yağmur damlaları gökyüzünden değil de sanki sahneden yağıyordu. Ancak tüm doğa koşulları, Türk pop müziğinin efsane ismi Ajda Pekkan’ın ışığını gölgelemeye yetmedi. Gök gürültüsü bile onun sahnedeki ihtişamına boyun eğdi.
Konser başlamadan saatler önce başlayan sağanak, alana akın eden binlerce hayranın heyecanını hiçbir şekilde azaltmadı. Islanmak sorun değildi onlar için; asıl mesele o büyülü anları kaçırmamaktı. Şemsiyeler açıldı, yağmurluklar giyildi ama kalpler tek sesle atıyordu: Ajda geliyor.
açılışta bir sahne değil, adeta bir yıldız doğdu
Geceyi başlatan LED ekranlı açılış şovu, Harbiye tarihine not düşülecek cinstendi. Sahneye adım attığında üzerinde taş işlemeli ışıltılı bir büstiyer ve simsiyah, bol kesim bir pantolon vardı. Zarafeti, sahne hakimiyeti ve yıllara meydan okuyan enerjisiyle izleyenleri ilk dakikadan itibaren hipnotize etti. Seyirci koltuklarında oturanlar bir an bile gözlerini kırpmadan Süperstar’ı izledi.
Yağmur ise hiç dinmedi. Ama bu gecenin şarkılarını ne rüzgar bastırabildi, ne gökyüzü susturabildi. Tüm Harbiye, kelimenin tam anlamıyla ajda'nın sesine teslim olmuştu.
“delisiniz hepiniz!”: ajda’nın yağmurla imtihanı
Konserin ortalarına doğru, Ajda Pekkan izleyicilerine döndü ve gülümseyerek o efsane cümleyi kurdu:
“Bu havada kim gelirse gelsin, battaniyemi çekip dizi izlerim. Delisiniz hepiniz!”
Bu söz, binlerce kişinin şemsiyeler altında birbirine bakıp kahkahalarla gülmesine neden oldu. Pekkan’ın samimi ve içten tavırları, o an sadece bir konser değil, bir buluşma yaşandığını hissettirdi. Arada bir ıslanan kaş kirpikler, ya yağmurdan ya da duygudan sırılsıklam olmuştu.
şarkılar sustu ama alkış hiç bitmedi
Konser boyunca eski ve yeni şarkılarını büyük bir ustalıkla seslendiren Ajda Pekkan, bir kez daha sahne deneyimiyle farkını ortaya koydu. “Yan”, “Bambaşka Biri”, “O Benim Dünyam”, “Vitrin” gibi klasikleşmiş parçalar binlerce kişiyle hep bir ağızdan söylendi. Dansçılarla birlikte gerçekleştirdiği koreografiler ise geceye görsel bir şölen kattı.
Yağmurun altında dans eden izleyiciler, konser bittiğinde bile alanı terk etmek istemedi. Ajda sahneden indi, ama iz bırakan gece orada kaldı. Bir şarkının sonu gibi değil, bir hatıranın başlangıcı gibiydi her şey.
sahneye değil, gönüllere yazılmış bir konser
Harbiye Açıkhava Tiyatrosu, belki de yılın en çok konuşulacak gecesine tanıklık etti. Ajda Pekkan’ın sadece şarkı söylemediği, seyircisiyle birlikte yaşadığı bir geceydi bu. Müzik, yağmurla birleşince, ortaya yalnızca bir konser değil, bir anı defteri çıktı.
Ve o deftere şu cümle büyük harflerle yazıldı:
“Yağmura rağmen Ajda.”