“Eski Eş, Yeni Eşle Anma Konseri Düzenleyemez”
Türk müziğinin unutulmaz ismi Kayahan, vefatının 10. yılında İstanbul’da düzenlenen görkemli bir konserle anıldı. Ancak anma gecesinin ardından yapılan açıklamalar, aile içinde yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Sanatçının eski eşi İpek Açar Kömürcü’nün yeni eşiyle birlikte “Kayahan Şarkıları” turnesine çıkacağını duyurması, Kayahan’ın kızı Beste Açar’ın müstakbel eşi İsmail Aslan’ın tepkisini çekti.
AKM Sahnesinde Duygusal Gece
Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen ve Hakan Bilgin’in sunuculuğunu üstlendiği gecede, Türkiye'nin sevilen sanatçıları Kayahan’ın ölümsüz şarkılarını yorumladı. Beste Açar’ın “E Bebeğim” performansıyla başlayan gece, Murat Dalkılıç, Ferhat Göçer, Oğuzhan Koç, Mehmet Erdem gibi birçok ismin sahne aldığı özel bir müzik şölenine dönüştü. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, yaptığı konuşmada Kayahan’ın sevgi temelli müziğine vurgu yaptı.
İpek Açar Kömürcü'den Yeni Turne Duyurusu
Anma konserinin hemen ardından açıklama yapan İpek Açar Kömürcü, müzisyen eşi Alper Kömürcü ile birlikte Türkiye turnesine çıkacaklarını ve Kayahan şarkılarını yeniden seslendireceklerini duyurdu. Sosyal medya hesabından “Yolu sevgiden geçenlerle buluşmak için sabırsızlanıyoruz” mesajını paylaşan Kömürcü, turnenin ilk duraklarının İzmir, Bursa, Antalya ve Ankara olacağını açıkladı.
“Kayahan İsmi Ticarileştiriliyor” Tepkisi
İpek Açar Kömürcü’nün açıklamaları, Kayahan’ın kızı Beste Açar’ın nişanlısı İsmail Aslan’ın sert tepkisine yol açtı. Aslan, kamuoyuna yaptığı açıklamada “Eski eş, yeni eşiyle birlikte anma konseri düzenleyemez. Bu tamamen iyi niyetin dışında bir yaklaşım. Kayahan isminin ticari bir araç gibi kullanılmasını doğru bulmuyoruz” ifadelerini kullandı.
Aile İçinde Derinleşen Çatlak
İsmail Aslan’ın sözleri, Kayahan’ın anısına duyulan hassasiyetin aile içindeki bir tartışmaya dönüştüğünü ortaya koydu. Sanatçının mirası ve şarkılarının kim tarafından, nasıl seslendirileceği konusu ilerleyen günlerde daha da gündem olabilir. Özellikle Kayahan şarkılarının hem manevi hem de telif anlamında sahipliği, bu tartışmayı sadece duygusal değil, hukuki bir boyuta da taşıyabilir.