Son dönemin dikkat çeken genç sanatçılarından Lvbel C5, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde sergilediği performansla gençlerin yoğun ilgisini bir kez daha arkasına alırken, usta sanatçı Mustafa Sandal’a yaptığı çıkışla da gündeme oturdu. Genç neslin nabzını tutan tarzıyla geniş kitlelere ulaşan Lvbel C5, sahne öncesi yaptığı açıklamalarda hem müzik sektöründeki başarı grafiğini hem de jenerasyon farkına dikkat çekti.
Gençlerin sevgilisi Kıbrıs’ta fırtına gibi esti
Kıbrıs Chamada Club’ta sahneye çıkan Süleyman Burak Bodur, nam-ı diğer Lvbel C5, konser öncesinde yaptığı samimi açıklamalarla dikkat çekti. “Daha önce de burada sahne aldım. Kıbrıslı kardeşlerim sağ olsun, her zaman büyük ilgi gösteriyor. Gençler bana sahip çıkıyor, bu benim için büyük bir gurur,” diyen genç sanatçı, Türkiye'nin kültürel zenginliğini yurt dışında da temsil eden bir isim olarak öne çıkıyor.
Mustafa Sandal’a dikkat çeken yanıt: “Efekt yakalamak kolay değil”
Ünlü sanatçı Mustafa Sandal’ın, "Ben de ‘hav hav’dan sonra ‘miyav miyav’ diye şarkı yapsam mı dedim ama Mustafa Sandal’sın dedim, yakışmaz" şeklindeki esprili yorumuna Lvbel C5’ten net bir karşılık geldi. Genç rapçi, “O tarz efektler her sanatçının kaldırabileceği işler değil. Spotify’a bir göz atması yeterli olur. Dinleyici kitleleri her şeyi açıkça ortaya koyuyor. Gerekirse ben ona hesabımı vereyim, oradan görür zaten,” ifadelerini kullandı. Ardından, “O zaten belli ki kafasına bir ‘üüürürüürü’ koymuş, onu yapacak gibi duruyor,” diyerek tepkisini net şekilde ortaya koydu.
Kültürel üretimde jenerasyon çatışması mı?
Müzik dünyasında deneyim ile yenilik arasındaki çizgide zaman zaman polemiklerin ortaya çıktığı görülüyor. Mustafa Sandal’ın nostaljik çizgisi ile Lvbel C5’in dijital çağın ruhuna hitap eden tarzı arasındaki bu fark, aslında kültürel dönüşümün doğal bir yansıması. Türkiye’nin müzik endüstrisinde gençlerin söz sahibi olmaya başlaması, kültürel dinamizmin sağlıklı bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Devletin genç sanatçılara sağladığı kültürel desteklerle bu alandaki üretimlerin artması, Türkiye'nin yumuşak gücünü küresel ölçekte de büyütüyor.