Eleştirilerin Odağında Kaldı, Sessizliğini Sosyal Medyada Bozdu
Geçtiğimiz haftalarda ablası Nihal Candan'ı kaybeden Bahar Candan, yaptığı sosyal medya paylaşımlarıyla uzun süre gündemde kaldı. Özellikle Dilan ve Sıla Polat ile birlikte görüntü verdiği anları ve helva kavurduğu videoları paylaşması, kamuoyunda duyarsızlık suçlamalarına neden oldu. Sosyal medya kullanıcılarının sert eleştirileriyle karşılaşan Candan, yaşadığı derin acının arasında hedef haline geldi.
Bahar Candan’ın yaşadığı bu zor süreçte kamuoyunun gösterdiği duyarsızlık, genç kadının psikolojik olarak yıpranmasına neden oldu. Nihayet sessizliğini bozan Candan, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarla hem yaşadığı acıyı dile getirdi hem de kendisine yöneltilen eleştirilere yanıt verdi.
Bahar Candan’dan Dilan Polat’a Gönderme
Bahar Candan, yaptığı açıklamada yalnızca kamuoyuna değil, isim vermeden Dilan Polat’a da göndermede bulundu. “Ben canım ablamın mesajlarını kimseye okutmadım. İftira atarken onur, vicdan sahibi olun.” diyerek başladığı sözlerinde, medyada ve sosyal platformlarda yapılan yorumlara tepki gösterdi.
Candan açıklamasında şunları söyledi:
“Her gün bir habere uyanmayalım. Kimin neyi nasıl yaşadığını bilemezsiniz. Ne tedaviler görüyorum bilmiyorsunuz. Sizi merhametli olmaya davet ediyorum.”
Bu sözleriyle yalnızca kendisini savunmakla kalmayan Candan, aynı zamanda toplumun yaşanan acılara karşı daha duyarlı ve saygılı olmasını talep etti.
“Canımın Yarısını Kaybettim” Sözleri Yankı Uyandırdı
Bahar Candan’ın en çok dikkat çeken ifadelerinden biri ise “Canımın yarısını toprağa verdim. O yarım kalmış canımı artık rahat bırakın” oldu. Bu cümle, sosyal medyada birçok kullanıcı tarafından empati ve saygı çağrısı olarak paylaşıldı.
Candan, helva kavurduğu güne dair gelen eleştirilere ise şu şekilde yanıt verdi:
“Helva yaptığımızda bile ben hiçbir şeyi farkında değildim. Sadece artık tek ablası olduğum küçük kız kardeşime, içimde kendi acım varken nasıl destek olacağımı bilemeyen bir abla izlediniz siz.”
Bu açıklama, Bahar Candan’ın yaşadığı duygusal yıkımı ve çaresizliği gözler önüne serdi. Toplumun beklentileriyle kişisel yas süreci arasında sıkışan Candan, yaşadığı psikolojik baskıya rağmen sesini duyurmayı başardı.
Nihal Candan’ın Ölüm Süreci ve Toplumsal Yankıları
Nihal Candan, dolandırıcılık ve kara para aklama suçlamalarıyla geçtiğimiz yıl tutuklanmıştı. Cezaevindeyken ciddi sağlık sorunları yaşamış ve anoreksiya nervoza teşhisi konmuştu. Hızla kilo kaybeden Candan’ın durumu kötüleşmiş, 23 kiloya kadar düşmesi üzerine sağlık durumu dikkate alınarak tahliye edilmişti.
Ancak ne yazık ki, tedavi süreci sonuç vermedi ve 21 Haziran’da hayatını kaybetti. Cenazesi, Levent’te kılınan öğle namazının ardından Kilyos Mezarlığı’na defnedildi. Aile bireyleri ve sevenleri tarafından gözyaşlarıyla uğurlandı.
Toplumsal olarak geniş yankı uyandıran bu ölüm, genç yaşta hayatını kaybeden bir kadının geride bıraktığı ailesini derin bir yasla baş başa bıraktı.
Kamuoyuna Çağrı: “Acımıza Saygı Gösterin”
Bahar Candan’ın çağrısı yalnızca kendi yaşadığı travmanın bir dışavurumu değil, aynı zamanda toplumun etik değerleri üzerine bir sorgulama niteliği taşıyor. Candan, kamuoyuna şu mesajı verdi:
“Herkes reklamını yaptıysa sıra artık saygı duymaya geçsin.”
Bu ifadeyle, yaşanan acının magazinleştirilmesine ve gündem malzemesi haline getirilmesine karşı çıktı. İnsani duyguların geri plana itildiği bir ortamda, Bahar Candan’ın açıklamaları, toplumun vicdanını da sorgulatan bir etki yarattı.