Stand-up sahnesinin dikkat çeken isimlerinden Miray Akovalıgil, yıllardır taşıdığı mikrofonu bırakmayı defalarca düşünse de, her seferinde yeniden sahneye dönmenin bir yolunu buldu. Geçtiğimiz akşam Palladium Ataşehir AVM’de seyircisiyle buluşan Akovalıgil, gösteri öncesi basın mensuplarıyla gerçekleştirdiği sohbette, sahne heyecanını ve kadın komedyen olmanın getirdiği zorlukları içtenlikle paylaştı.
"Bugün belki de 200. kez sahneye çıkıyorum ama hâlâ içimde kıpır kıpır bir heyecan var. Karnımda kelebekler uçuşuyor." sözleriyle duygularını dile getiren Akovalıgil, sahneye ilk adım attığı günkü coşkusunu koruduğunu belirtti. Komedi dünyasında kadınların sesini duyurmasının kolay olmadığını vurgulayan sanatçı, "Kahkaha denince aklımıza hep erkekler geliyor. Ama ben buradayım, kadınlar da güldürür demek için." diyerek sektöre farklı bir bakış açısı sundu.
"Yüz kez yaptıysam, iki yüz kez bırakmak istedim"
Akovalıgil'in sahne serüveni yalnızca alkışlarla dolu bir başarı öyküsü değil. Kimi zaman ışıkların altında olmanın ağırlığını taşıyamadığını açık yüreklilikle dile getiren sanatçı, "100 kere yaptıysam, 200 kere bırakmak istedim." cümlesiyle inişli çıkışlı kariyerine dair samimi bir itirafta bulundu. Ancak her geri çekilişin ardından, seyircinin gözündeki parıltının onu yeniden sahneye taşıdığını da vurguladı.
Sahnedeki varlığını sadece Türkiye sınırlarıyla sınırlamayan Miray Akovalıgil, yeni sezonda uluslararası turneye çıkmaya hazırlanıyor. “Bu sene Londra, Viyana, Almanya gibi şehirlerde sahne alacağım. Yurt dışındaki Türklerle buluşmak için sabırsızlanıyorum.” diyerek heyecanını gizlemedi.
Sahneden taşan bir enerji, seyirciyle kurulan samimi bağ
Gösteri boyunca izleyicilerle güçlü bir iletişim kuran Akovalıgil, sadece esprileriyle değil, yaşamdan kesitler sunduğu anlatımıyla da dikkat çekti. Kadın olmanın, duygularını sahneye taşımanın ve toplumda komedyen kadınlara biçilen rollerin dışına çıkmanın zorluklarını mizahla anlatmayı sürdüren sanatçı, gecenin sonunda coşkulu alkışlarla uğurlandı.
Miray Akovalıgil’in duruşu, yalnızca bir komedyenin değil, aynı zamanda bir kadının kendi alanında nasıl güçlü kalabildiğinin de hikâyesi. Her gösterisi bir sahne performansından öte, bir direnişin ve yeniden doğuşun ifadesi gibi.
