İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Obada 40 yıldır besicilik yaparak ailesinin geçimini sağlıyor

Obada 40 yıldır besicilik yaparak ailesinin geçimini sağlıyor

Ordu'da 58 yaşındaki Gülseren Türker, 40 yıldır Çambaşı Yaylası'na bağlı Soğanözü Obası'nda besicilik yaparak ailesinin geçimini temin ediyor.

Türker, 1984'te evlendikten sonra besicilik yapan eşine hayvanların otlatılması, sağılması ve bakımı gibi işlerde yardım etti. Türker, yıllar geçtikçe işin her aşamasını öğrendi.

Yılın 6 ayını 2 bin rakımın üzerindeki obada geçiren Türker, üç yıl önce eşinin vefatının ardından iki oğlunun da desteğiyle işleri yürütmeye devam etti.

Havanın soğuması ile obadan dönme hazırlıklarını sürdüren Türker, AA muhabirine, 40 yıldır mayısın 15'inde obaya çıktıklarını söyledi.

Türker, hava sıcaklığına bağlı olarak ekim sonu veya kasımın başlarında Altınordu ilçesindeki evlerine döndüklerini, o döneme kadar da 93 büyükbaşın çayırlarda yayıldığını ifade etti.

Büyük oğlunun hayvanların satışıyla ilgilendiğini, küçüğünün ise kendisine bakımlarında yardım ettiğini anlatan Türker, "Sabah saat 05.00'te kalkıyoruz. Çayımızı içtikten sonra saat 07.00-07.30 gibi hayvanların yanına çıkıyoruz. İnekleri sağıyoruz, küçükleri emdiriyoruz. İşimizi bitirdikten sonra hayvanları salıveriyoruz. Ev işleri ve ahırdaki temizlikleri yapıyoruz. Buzağıları doyuruyoruz." dedi.

 "Hayvancılık sayesinde bir şeylere sahip olabildik"

Türker, kızının da evlenene kadar kendisine hayvanların bakımında yardım ettiğini, üç çocuğunun da işlerin yoğunluğu dolayısıyla oyun oynamaya bile fırsat bulamadan büyüdüklerini dile getirdi.

İşini severek yaptığını belirten Türker, şöyle devam etti:

"Bu işte sevdiğim taraf ele ihtiyacın olmuyor, paranı kazanabiliyorsun, kimseye ihtiyacın olmuyor. Hem hayvanları da seviyorum. Biraz yıprandık ama seviyorum işimi. Sevmesem yapamam zaten. 6 ay burada kimse kalmaz. Şimdi kadınlar buraya gelip de 6 ay durur mu? Bir gün durmazlar. Çocuklar hiç gelmiyor. Ama benim çocuklarımın üçü de burada büyüdüler. Hep birlikte bu işi yaptık."

Türker, elinden gelen her işi yapmaya gayret ettiğini vurgulayarak, "Süt ve peynir de satarak evin ihtiyaçlarını görüyorum. Hayvancılık sayesinde bir şeylere sahip olabildik. Ele ihtiyacımız olmuyor." diye konuştu.