Ocak ve temmuz aylarında reklam piyasası durgunlaşır. Temmuz ayında yaz nedeniyle, ocak ayında ise yeni yıl planlamaları nedeniyle reklam ajansları reklamları kısarlar.
Özellikle ocak ayında bu nedenden dolayı reklam alamayan televizyon kanalları son birkaç yıldır yeni bir uygulamaya başladılar ve yeni programlar yayınlamamaya başladılar. Özellikle ocak ayının ilk iki veya üç haftasında nerdeyse hiçbir yeni dizi izlemiyoruz.
TV Kanalları Anlaştı mı?
Bu sene ilginç bir şey daha oldu, televizyon kanalları kendi aralarında anlaşarak dizilerin yeni bölümlerini yayınlamama kararı almışlar. Bunun gerekçesi ise kanalların zarar etmeleriymiş. İddiaya göre TRT, özel televizyon kanallarının bu kararına uymamış. Bunun üzerine Fatih Altaylı “TRT centilmen olabilir mi?” başlıklı bir yazı ile TRT’nin özel televizyon kanallarının bu kararına uymamasını eleştirdi, hatta topa tuttu: “Kanallar ocak ayı boyunca ellerindeki dizilerin yeni bölümlerini yayınlamayacaklar. Çünkü yayınladıkları her dizi, büyük bir zarar yazacak. Doğru iş yaptılar. Ancak duyduğumuz kadarıyla TRT bu anlaşmaya yanaşmamış” diyen Altaylı’nın bu yazısını duyunca çok şaşırdım. Neden mi?
Türkiye Ekonomisinin Kayıp Yılları 90’lar
Bir ülkenin en büyük düşmanı “mafyalaşma”dır. Mafya deyince aklınıza hep eli silahlı adamlar gelmesin. Oligopolleşme denen, güçlülerin kendi aralarında yaptıkları anlaşmalardan tutun aklınıza gelebilecek her türlü anlaşmalar da mafyavari davranışlardır. Bu ülke özellikle doksanlarda çok yaşadı bunu. Güçlü televizyon kanalları bir olup ortak reklam sattılar ve küçüklerin reklam almasını engellediler. Yine doksanlarda Dinç Bilgin ile Aydın Doğan’ın ortak kurduğu dağıtım şirketi o dönem tirajı bir milyonu geçen Akşam Gazetesinin dağıtımını engelledi. Özellikle doksanlı yıllar, o koalisyonlu ve bana sorarsanız hiçbir işe yaramayan Türk ekonomisinin kayıp yılları medyada bu tarz ortak anlaşmalarla dolu yıllar oldu.
Müşteriye İhanet
Şimdi bakıyorum, benzer anlaşmalar yine gündemde. Bu doğru ise çok yazık. Yani televizyon kanalları kendi aralarında anlaşarak diziler başta olmak üzere programları yayınlamıyorsa bu halka yani müşterisine ihanettir. Buna TRT’nin uymaması ise gayet yerinde bir karardır. Bu ülke zenginlerin yarattığı oligopol krallıklardan çok çekti. Hala bu zihniyetin devam etmesi beni sinirlendirdi. İlk önce TRT’yi kutluyorum. Kamusal anlamda yapılması gerekeni yaptı. Kamu yayıncısı her zaman izleyicisinin menfaatleri doğrultusunda yayın yapmalı. Ocak ayında reklam yok diye kaytarmak olmaz. Bunu yapmak isteyen özel televizyon kanalları ile iş birliği yapmak ise ihanet olurdu. Ne güzel ki bunu yapmadı TRT. Ama bunu yapmadığı için eleştirilmesi de çok anlamsız.
Oyunculara Verilen Astronomik Paralara Yazık
Televizyon kanalları böyle bir ortak karar alıyorsa bu toplumsal açıdan çok tehlikeli bir olaydır. Bu medya bugün ortak karar alarak dizilerin yeni bölümlerini yayınlamıyorsa yarın başka şeyler de yapar. Bu kanallar neden bir bütçe planlaması yapmak yerine böyle bir karar alıyor onu da anlamadım. Yıllık bütçe planlaması yaparak, her ocak ayında yaşanan bu olayın üstesinden gelemezler mi? Toplumun merak ettiği bir şey daha var. Bu dizilere ve televizyon programlarının pahalı olduğundan yakınan televizyon kanalları neden maliyetlerini düşürmek adına bir şey yapmıyor? Bu dizilerin ve programların en büyük maliyet kalemleri starlara yani programların başrol oyuncularına verilen astronomik paralar. Bir dizide mesela iki başrol oyuncusuna 60 ile 100 bin lira arasında paralar vermek yerine 6 bin lira vermeyi neden denemiyorlar? Bir dizi starının asgari ücretin bilmem kaç bin katını bir günde kazanması makul mu? Ha makul diyorlarsa o zaman bedelini ödesinler. Ayrıca madem ki aralarında anlaşmalar da yapabiliyorlar, ocak ayında dizi yayınlamama kararı almak yerine neden bir araya gelip dizilerin ya da TV programcılarının astronomik ücretlerini azaltmayı düşünmüyorlar? Madem ki oligopolleşmeyi yarattınız bari bunu hem kendi menfaatleriniz hem de toplumun menfaatleri adına uygulayın.
Kimse kusura bakmasın bu noktada ben toplumsal bir eleştiri yapacağım. Türkiye’de maalesef işletmecilik kavramı gelişmedi. Hele medya işletmeciliği hiç gelişmedi. Dikkat edin çevrenize bakın, ülkemizde hep tüccar mantığı ile iş yapılıyor. Çoğu medya işletmesi ve holdinginin CEO veya Genel müdürü medya kökenli değil. Adam otomotivde başarılı olan yöneticisini CEO yapıyor, öbürü çıkıyor sırf para getiriyor diye reklamcısını CEO yapıyor. Bu bir sıkıntı, patronlar bir de işletmecilikten anlamayan adamları da başa getiriyorlar sonra da “yandım Allah” diye ağlıyorlar. Bu en küçük dükkandan en büyük holdinge kadar aynı. Tüccar zihniyeti ile medya işletilmez. Bizim işletmeciliği hakkı ile yapmamıza daha çok zaman var. Bu medya da böyle bir ileri iki geri gider gelir.
TRT Haber’in Yükselişi Devam Ediyor
Aralık ayının en çok izlenen haber televizyon kanalları açıkladı. Bu reytingler bence çok önemli, çünkü Türkiye’de ciddi bir haber televizyon enflasyonu yaşanıyor. Çok sayıda haber kanalı var. Ama her zaman söylediğim şeyi bugün de söyleyeceğim, bu televizyon kanallarının çoğunda ciddi bir nitelik sorunu var. Hem içerik olarak hem de görsel kalite olarak işini iyi yapan çok az haber televizyonu var. Yine de nerden baksanız on beşin üstünde ulusal nitelikli haber televizyonu var. Bu kanallar kendi içlerinde çok ciddi bir yarış içindeler. Tematik televizyon kanalları içinde son bir yıl ciddi bir çıkış yakalayan bir kanal var: TRT Haber.
Bu haber kanalı özel haber kanalları karşısında çok zayıf kalmıştı. Ancak 2018 yılında ciddi bir atılım yaptı ve reyting listesinde gerilerden atağa geçti. Buna TRT Haber Radyosunu da ekleyince TRT Haber markası yükselişe geçti.
Aralık ayı reyting verilerine göre TRT Haber, Aralık ayında tüm kişilerde en çok izlenen haber kanalı olmuş. Kanal, AB grubunda yükselişini sürdürürken 20+ABC1 grubunda da birinciliği üstlenmiş. Son üç aydır kesintisiz bir şekilde en çok izlenen kanal olan TRT Haber, Aralık ayında diğer haber kanallarıyla arasındaki farkı açarak “bu savaşta bende varım” dedi. Medya dünyası TRT Haber’in bu başarısının saha haberciliği sayesinde olduğunu konuşuyor. Bülten haberciliği yerine bizzat sahaya inerek haber yaşamak ve yaşatmak çok önemli, böyle oldu mu halkta reytingi veriyor. Darısı diğer haber kanallarının başına.
WhatsApp Nokia’yı Terk Etti
Bir dönemin en popüler telefon markasıydı. Finlandiya’nın gayri milli gelirine çok ciddi bir katkısı olmuştu. Hangimiz acaba hayatımızda en az bir kez Nokia kullanmadık. Bir dönemin fenomen telefonu Nokia, dahi adam Steve Jobs’un ortaya çıkarttığı iPhone “ben tuşları yok edeceğim ve dokunmatik ekran yapacağım” demişti. Nokia bu yeniliği o dönem fazla önemsememişti. Bu ona çok pahalıya mal oldu. Adım adım yükselen iPhone, Nokia’nın şampiyonluğunu elinden aldı. Microsoft’a satılan Nokia trajik bir düşüş yaşadı. Bu hikaye hem bir başarı hem de başarısızlık hikayesidir. Her işletmecinin incelemesi ve ders alması gereken bir hikâye. Her ne kadar şu an piyasada olsa da Nokia’nın eski havası yok. Yeni nesil ya iPhone ya da Samsung meraklısı. Şampiyonluk yarışı bu iki firma arasında devam ediyor. Nokia’ya olan ilgi sadece tüketicide değil, kurumsal bağlamda da azaldı. Bunun en somut örneği geçtiğimiz gün WhatsApp oldu. WhatsApp yaptığı açıklamada Nokia’nın bazı modellerine verdiği yazılım desteğini keseceğini açıkladı. Açıklamaya göre Nokia’nın 206- 208-301-515 ve Nokia Asha 201 ve 503 modellerinde WhatsApp kurulu olsa bile çalışmayacak. Bu özetle bir devrin sonu oldu.
Ferman Toprak’a Youtuber Desteği
1995 yılında başladığı müzik kariyerine ‘Hayatı Tespih Yapmışım’ isimli şarkısıyla büyük çıkış yakalayan, fantezi müziğin sevilen sanatçısı Ferman Toprak, kariyerindeki ilk single çalışması olan ‘Alayına Gider’ isimli şarkısını müzikseverle buluşturdu.
Ferman Toprak’a klip çalışmasında; eşi Hilal Toprak, Survivor yarışmasında boy gösteren Merve Aydın, oyuncu şarkıcı Erkam Aydar ve tik tok fenomeni ünlü YouTuber Ezgi Gizem ve O Ses Türkiye 2013 birincisi olan Mustafa Bozkurt da eşlik etti.
Serdar Yılı Yeni Şarkıyla Kapattı
Serdar Ortaç yılı “Sürgün” adlı yeni teklisiyle kapatıyor. Sözünü ve müziğini, başarılı oyuncu Sera Tokdemir ile ortak yaptıkları parçanın, aranjesi Tarık İster tarafından yapıldı. Klip çekimi ise Erkan Nas yönetmenliğinde Beykoz Kundura Fabrikası’nda gerçekleştirildi. On altı saat süren klip çekiminde Serdar Ortaç’a dansçılar ve ana karakter olarak Ukrayna güzeli Victoria Protsenko eşlik etti.
STAR TV’nin Yılbaşı İntiharı
Bilmem farkında mısınız son zamanlarda Star TV’de ciddi bir duraklama var. Bunu özellikle yılbaşı gecesi yapılan yılbaşı özel programlarında bir kez daha gördük. Yılbaşı gecesi tüm televizyon kanallarını dolaştım. Hemen hemen hiçbiri özel bir şey yapmadı. Kanal D “Çocuklar Duymasın” dizisini yılbaşına uyarladı. TV 8 “O Ses Türkiye”yi yılbaşına uyarladı, Fox TV “Yaparsın Aşkım Yılbaşı Özel”, ATV ise “Kim Milyoner Olmak İster Yılbaşı Özel”i yayınladı. Bu kanallar en azından en iyi programlarını alıp yılbaşına uyarladı. Star TV ise yeni yıl için nerdeyse hiçbir şey yapmadı. “Star Yılbaşı Gazinosu” adlı programda Ümit Besen ile popçulara düetler yaptırdı. Daha sonra da Ahmet Selçuk İlkan’ın albüm lansman konserini yayınladı. Hepsini izledim, Ahmet Selçuk İlkan’ın albümünün konserini de izledim, “acaba bu ne kadar reyting alır” diye düşündüm kendi kendime. Ertesi gün reytingleri incelediğimde TV8’in birinci olduğunu gördüm. Yılbaşı programlarının kendi aralarındaki reyting sırlamasında Fox TV ikinci, ATV üçüncü, Star TV dördüncü , Kanal D ise beşinci oldu. TRT “Aileler Yarışıyor Yılbaşı Özel” programı ile yirmi birinci oldu.
Yılbaşı gecesi TV8 ve Fox hem görsel kalitesi ile hem de içeriği ile damgasını vurdu desek abartı olmaz. “Çocuklar Duymasın”ın gücü yetmedi, Star’ın eski bir konseri yayınlaması yemedi. Ben bu işte en çok Star’a şaşırdım. Yılbaşı gecesi eski bir konser yayınlaması bence intihar oldu. Ahmet Selçuk İlkan albüm tanıtım konseri çok güzeldi, ama bu bir yılbaşı ruhu içermiyordu. Bu televizyon kanalları bu hataları nasıl yapıyorlar anlamıyorum. Milyon dolarlık işletmeleri yönetirken icraatlar bazen milyon dolarlık hatalara neden olabiliyor. Sonuç olarak belki bana moruk diyeceksiniz ama “nerdeeee eski yılbaşı eğlenceleri” dedim kendi kendime. Kanallar adeta laf olsun torba dolsun diye programlar hazırladı ve sundu. Oysa seksenlerde TRT ne kadar efsane yılbaşı programları yayınlardı. O programlarda yılda bir kez Arabeske koyduğu ambargoyu da deler sevilen Arabesk yorumcuları da ekrana çıkarırdı. O programlar hala arşivlerde ve akıllarda…
Gökhan Tepe Yılı Ödüllerle Kapattı
Gökhan Tepe; İstanbul Üniversitesi öğrencileri tarafından İstanbul Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi'nde 5.si gerçekleşen ‘Altın 61 Ödül Töreni’nde yapılan oylama sonucunda öğrenciler tarafından kullanılan 58.441 oyun, yüzde 72’sini alarak, ‘Yılın En İyi Erkek Sanatçısı’ kategorisinde ödüle layık görüldü.
Gökhan Tepe’ye bir ödül de K.K.T.C’den geldi. KKTC Turizm ve Çevre Bakanlığının İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleştirdiği 4. KKTC Türkiye Yılın En İyileri Ödül Töreni'nde ‘Yılın Müzik Adamı’ ödülünü aldı.
Gökhan Tepe’nin bu başarısına sevindim. Ucuz magazine bulaşmadan gayet başarılı işlere imza atıyor. Efendi kişiliği ve yeteneği de cabası. Böyle devam ederse daha da güzel başarılara imza atar.