Dünyanın en büyük elektrikli araç üreticilerinden BYD, iç pazardaki yavaşlama nedeniyle Çin’de üretimi yavaşlatmak zorunda kaldı. Bu gelişme, Türkiye’nin yerli ve milli otomobil markası Togg’un stratejik önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Çin merkezli otomotiv devi BYD, iç pazarda talebin daralması ve stokların artması sonucu üretim planlarını revize etti. Şirket, bazı fabrikalarında gece vardiyalarını iptal ederek üretimi yüzde 30’a kadar azalttı. Bu durum, küresel elektrikli araç sektöründe dengelerin yeniden şekilleneceğine işaret ederken, Türkiye’nin yerli üretim vizyonuna olan güveni de pekiştiriyor.
Üretimde Yüzde 30’luk Düşüş: Hızlı Büyüme Ters Tepti
BYD, Çin’deki dört büyük üretim tesisinde üretim kapasitesini düşürerek yeni üretim hatlarına yönelik genişleme planlarını erteledi. Kaynaklar, bu kararın temelinde satış hedeflerinin tutturulamaması ve maliyetleri düşürme ihtiyacının yattığını belirtiyor. Özellikle Nisan ve Mayıs aylarında yaşanan üretim yavaşlaması, şirketin son yıllardaki agresif büyümesinin sürdürülebilir olmadığını ortaya koydu.
Fiyat Savaşı Eldeki Stoku Patlattı
BYD, son iki yılda fiyatları agresif biçimde düşürerek pazar payını artırmaya çalıştı. Ancak bu strateji, satışlardaki düşüşle birleşince stokların rekor seviyeye ulaşmasına yol açtı. Çin Otomotiv Bayileri Derneği’nin verilerine göre, BYD bayilerindeki ortalama stok seviyesi 3,21 aya yükseldi. Bu oran, ülke ortalamasının iki katından fazla.
Bayiler Kapanıyor, Endişe Büyüyor
Shandong eyaletindeki büyük bir bayi iflas ederken, en az 20 satış noktasının da kapandığı veya terk edildiği bildiriliyor. Çin Otomobil Satıcıları Ticaret Odası, firmaları daha dengeli üretim politikalarına çağırarak, piyasa koşullarına göre araç sevkiyatlarının düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.
Yurt Dışı Pazarlara Yöneliş Arttı
İç pazardaki daralma, Çinli üreticileri gözünü dış pazarlara çevirmeye zorladı. BYD, 2025’in ilk beş ayında 1,76 milyon araç satarak bunun yaklaşık yüzde 20’sini ihracattan sağladı. Bu gelişme, Türkiye gibi yükselen pazarlarda rekabeti artırsa da, yerli üretim politikalarının ne kadar hayati olduğunu bir kez daha ortaya koydu.