İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Otomobil Yakışıklı yarışçı: 1963 Ferrari 250 GTO

Yakışıklı yarışçı: 1963 Ferrari 250 GTO

Dünya üzerinde spor otomobil denince hemen hemen herkesin aklına Ferrari gelir... Gerek sesi gerek süratiyle hız tutkunlarının gönlünde yer eden bu yakışıklı İtalyan'ın en ikonik modeli geçtiğimiz günlerde satıldı. 1963 model Ferrari 250 GTO'dan bahsediyoruz.

Bu otomobil, Ferrari koleksiyoncusu olan WeatherTech CEO'su David MacNeil'e 70 milyon dolar karşılığında bir satıldı. Bu rakam, bir klasik otomobile ödenen en yüksek rakam olarak tarihe geçiyor. Seri numarası 4153 GT olan bu İtalyan aygırından dünyada sadece 39 adet üretilmişti. Model, 250 GTO'nun meşhur olduğu çok yönlülüğü pist yarışlarında, rallilerde, dayanıklılık yarışlarında ve tırmanışlarda kanıtlamış. Hayatının ilk iki yılını ünlü Belçikalı Ecurie Francorchamps ve Equipe National Belge yarış takımları ile geçiren araç, bu sebeple sarı ve gümüş renklerine kavuşmuş. Bu kadar fragman yeter. Hadi gelinbu İtalyan yarışçıyı; 1963 Ferrari 250 GTO'yu yakından tanıyalım.

Yarış kariyeri
Aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz yakışıklı ve asi delikanlı, dünya üzerindeki en zor yarışlardan biri olan 24 Saatlik Le Mans yarışını, Pierre Dumay ve Léon Dernier pilotluğunda 4. olarak bitirmeyi başarmış. 1 yıl sonra Lucien Bianchi ve Georges Berger ile 10 günlük Tour de France'i kazanan araç, 64-65 yılları arasında 14 farklı organizasyonda boy göstermiş. Bu yarışlardan biri de Afrika'da düzenlenen Angola Grand Prix'inin ta kendisi. 1966 ve 69 yılları arasında Eugenio Baturone ile beraber yarışmaya devam eden 250 GTO, bu dönemden sonra ortadan kaybolmuş. 1980 yılında Fransız Henri Chambon tarafından satın alınan araç, 1997 yılında İsviçreli Nicolaus Springer'a satılana kadar pek çok rallide yarışmış. Springer'da yarış geleneğini sürdürerek ikisi Goodwood Revival'da bulunan pek çok yarışa katılmış. 

Milenyumda el değiştirdi
Milenyumun başlarında Alman Herr Grohe'nin eline geçen araç sadece 6.5 milyon dolara satın alınmış. Burada da fazla durmayan Ferrari modeli, ünlü yarışçı Christian Glaesel'in eline geçmiş. Yakın zamanda İngiliz Ferrari uzmanı DK Engineering ekibinin sıkı çalışması ile restore edilen model, Ferrari Classiche sertifikasını 2012/2013 yılında almış. DK Engineering aracın satışına dahil olmasa da firma yöneticisi James Cottingham araç hakkında şu ifadeleri kullanmış: "Orijinallik ve tarihi göz önüne alındığında piyasadaki en iyi 250 GTO bu diyebilirim. Yarış tarihi harika. Tour de France'i kazanan araç bir de Le Mans'da dördüncü olmuş. Bu inanılmaz bir şey." Ferrari'nin en ikonik takımlarından olan Ecurie Francorchamps tarafından kullanılmış. Büyük bir kaza geçirmemiş ve neredeyse tüm parçaları orijinal kalmış.

Teknik özellikler
3.0 litrelik V12 motorundan 304 beygir gücü üretebilen araç, ilk çıktığı dönemlerde 18 bin dolarlık fiyatı ile satışa sunuluyormuş. Rekor fiyatla satılan araç Christian Glaesel'in ellerinden Amerikalı koleksiyoncu David MacNeil'in ellerine geçti. WeatherTech'in yöneticiliğini yapan MacNeil, firmasında araçlara paspas ve aksesuar üretimi yapıyor. MacNeil genellikle koleksiyonunu sergiliyor ya da kullanıyor. Yani 250 GTO'yu sık sık görmemiz mümkün olacak. Bu durum MacNeil'ı -Pink Floyd'un da içlerinde bulunduğu- elit 250 GTO kulübüne üye yapıyor.

Genlerinde mücadele var
Yarış, aslında bu 1963 model safkan İtalyan aygırının genlerinde var. Şöyle ki; 1929 yılında, Alfa Romeo markasının bir yarış takımı olarak kurulan ve daha sonra pistlerin dışına taşan ünü sayesinde bir dünya devi olan Ferrari, 1947 yılında ilk otomobilini üretir. Ferrari'nin hikayesi, Enzo Ferrari'nin yaşam hikayesi olarak kabul edilir. Ferrari üzerine yayınlanan hemen hemen tüm belgeseller ve tanıtımlarda Enzo Ferrari'nin yaşam hikayesi anlatılır. Enzo Ferrari, Modena şehrinde 1898 yılında dünyaya geldi. I. Dünya Savaşı'nda babasını ve kardeşlerini kaybettikten sonra 1916 yılında, henüz 18 yaşındayken yalnız kaldı. Yarışçılık kariyeri de bu dönemlerde başladı. 1920 yılında Alfa Romeo'nun yarış pilotlarından biri oldu, ismi de bu dönemde bir efsane misali kulaktan kulağa yayıldı. Onun da öncülüğünde Alfa Romeo araba yarışçılığının bir numaralı ismi oldu. Enzo Ferrari'nin hız tutkusu ve daha önce hiç kimsenin ulaşamadığı hızlarda virajları dönebilme kabiliyetinin yanı sıra arabasının ergonomisinden motor aksamına her şeyiyle ilgilenmesi, onu araba yarışları tarihinin ölümsüzleri arasına soktu. Enzo Ferrari'nin yarış otomobillerini yaratma becerisi onu Alfa Romeo'nun sportif direktörü yaptı. Yıllar yılları kovaladı, 1946 yılında Enzo Ferrari "Ferrari"yi kurdu, batmanın eşiğine geldi. Rivayete göre İtalyan mafyasından borç aldı. Ödeyemediği için oğlunu öldürdüler. Enzo Ferrari çalkantılı bir hayat sürerken 1958 yılına gelindiğinde Ferrari'nin en efsane otomobili tasarımcıların kaleminden kağıda döküldü. 1958 Ferrari 250 GT California Spyder... Bu efsane araç da aslında 250 GTO'nun babası diyebiliriz. Aynı genetik kodlardan üretilen GTO'nun babası da 18 Ağustos 2007'de Monterey, California'da açık artırmada 4,9 milyon dolara satıldı. (Kaynak: autolassics.com / motor1.com / Barbaros Özçelik)