Amerikan Otomotiv Mühendisleri Derneği (SAE) tarafından yapılan çalışmalara göre, 88 kilometre/saat üzerindeki hızlarda cam açmak, yakıt tüketimini %20 oranında artırıyor. Çünkü bu hızın üzerindeki seyirlerde camın açık olması, hava direncini yükselterek motorun daha fazla yakıt harcamasına neden oluyor.
Öte yandan şehir içinde 60 kilometre/saatin altında cam açmak, klima çalıştırmaktan daha tasarruflu. Özellikle sabah ve akşam saatlerinde bu tercih ekonomik açıdan daha avantajlı hale geliyor. 60 ile 80 kilometre/saat arasında ise klima ve cam seçeneği arasında çok büyük farklar bulunmuyor. Bu nedenle hafif klima kullanımı öneriliyor.
PRATİK YÖNTEMLERLE YAKIT TASARRUFU MÜMKÜN
Yakıt tüketimini dengelemek adına sadece klima veya cam tercihi değil, kullanım şekli de büyük önem taşıyor. Aracınızı çalıştırmadan önce camları bir süre açarak içerideki sıcak havayı tahliye etmek, klimaya düşen yükü azaltıyor. Bu yöntem sayesinde klima daha hızlı soğuturken, motora binen yük de azalmış oluyor.
Klimanın iç sirkülasyon modunda çalıştırılması, dışarıdan sıcak hava alımını engellediği için soğutma süresini kısaltıyor. Ayrıca bu modda klima daha az enerji harcıyor ve motorun fazla zorlanmasını engelliyor.
KONTROL SÜRÜCÜDE: DOĞRU ZAMANLAMA, DOĞRU SEÇİM
“Cam mı klima mı?” tartışması aslında sabit bir yanıtı olmayan bir denge meselesi. Hava sıcaklığı, araç hızı, sürüş süresi ve çevresel koşullar gibi birçok faktör karar üzerinde etkili. Ancak doğru zamanlama ve akıllı kullanım, sürücülere önemli ölçüde yakıt tasarrufu sağlayabilir.
Yani yaz aylarında sadece klima tuşuna basmak ya da camları sonuna kadar açmak yerine, koşullara göre karar vermek en mantıklı yaklaşım. Hem ekonomik hem de çevre dostu bir sürüş için bu ayrıntılar artık her sürücünün gündeminde olmalı.