İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Politika “Ahırda seçmen olur mu?”

“Ahırda seçmen olur mu?”

Bu başlık, Damga gazetesinin bir hafta önce attığı manşetti! Haber Çatalcadaki ahırlara seçmen yazıldığı yönündeydi. Sahte seçmen alçaklığını bu kadar gerçekçi ve ironik bir şekilde ifade eden, bu manşeti atan ve haberi yapan gazete emekçilerine teşekkür ediyorum.

Bu başlık, Damga gazetesinin bir hafta önce attığı manşetti! Haber Çatalcadaki ahırlara seçmen yazıldığı yönündeydi. Sahte seçmen alçaklığını bu kadar gerçekçi ve ironik bir şekilde ifade eden, bu manşeti atan ve haberi yapan gazete emekçilerine teşekkür ediyorum.
Bu konuda özellikle sosyal medyada epeyi bir miktar yazılıp çizilse de konuya siyasetin afaki nutukları ve toplumsal ahlak açısından değinme gereğini duydum.
***
Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyet’ten bu yana devletin eğitim ve moral anlamda işlediği iki boyut veya aks vardır: İslam ve özellikle Cumhuriyetle birlikte Türklük!
Nedir bu? 
İslam’ın bir yığın yorum karmaşasına düşmeden kısaca Müslümanlar ahlaklı olur deniliyor, değil mi? Ahlakla din eşitlenerek, dinsiz olanın ahlaklı olamayacağı söyleniyor.
Türklük için “Asil Türk”, “Türk milletinin karakteri yüksektir”, “Türklük bir övünç kaynağıdır”, “Türklük üstün vasıflarla donanmıştır” gibi nice övünç sözleri söylendi. 
100 yıldır bütün okullarda yıllarca bu methiyeleri dinledik, bu müfredatı ezberlettiler. Okulda, sokakta, kahvehanede, camide İslam, Osmanlı, Türklük üzerine övünçlü hikâyeler konuşuldu. Peki, 100 yıl sonra geldiğimiz yer neresi?
En iyi Müslümanlar, en iyi Türkler, en iyi millet yine biziz diyoruz değil mi? 
***
Peki, bu iyinin ahlakı nerede?
Ahlakı, etiği, empatisi, vicdanı yerlerde sürünen bir toplum nasıl iyi olabilir? Olamaz! İşte sabah akşam ‘gâvura’ sövmeyle kendini rahatlatan ve ‘gâvurun’/ötekinin kötü kendinin iyi olduğu yalanıyla kendini avutmanın sonucunda geldiğimiz yer, ahırlara seçmen yazdırmak olur! 
***
Bu seçmen sahtekârlığı dün de vardı, yeni bir şey değil demenin bir anlamı yok. Ben bir yüz yıldan söz ediyorum. Bu seçmen kaydı sahtekarlıkları lokal olaylardır, bundan bir genelleme yaparak toplumun ahlakına dair bir sonuç çıkarılamaz diyenlere soruyorum. Örneğin Almanya’da, Hollanda’da, İsveç’te neden böyle bir lokal sahtekarlık olmuyor? Neden bir seçmen veya seçilecek kişi böyle bir sahtekârlığa, alçaklığa tevessül etmiyor? Hani onlar ‘gâvur’, Hıristiyan, Türk değilken böyle bir sahtekârlık yapmıyorlar ama sen Müslüman ve Türk olarak yapıyorsun.
***
Bunun adı, gerçekte yaşandığı gibi ahırda seçmenliktir ki, o insanları oraya kaydettiren siyasetçiyi, kaydı yapan memurları ve kayıtlarını yaptırarak utanmaz arlanmazca oy kullanacak o seçmenleri nasıl nitelendirmek gerekir? Siyasetçi burada çoban, kaydı yapanın çobana otlak alan açan, ahıra kendilerini seçmen kaydı yaptıranlar da koyun olmuyor mu? 
Bunlar suçlu ve ahlaksız! Ama asıl suçlu kim? 
***
Bu ülkede bütün siyasal ve toplumsal suçların çok büyük ölçüde kaynağı devlettir! Böyle devlete böyle yurttaş olur! Bunu demekle seçim sahtekârlığı yapanlar kendilerini bu bataklığın içinden sıyıramazlar. Mevcut yasalar çerçevesinde bile bir seçimin adaletli yapılmadığı yerde adaletten, ahlaktan nasıl söz edeceğiz? Tamam, devletin ahlakı olmaz ama siyasetin ve siyasetçinin olur! 
Seçimlerdeki her türlü sahtekârlığı, yalanı dolanı yapanlar Müslüman ve Türk değil mi? Bu lokal işin Müslümanlıkla, Türklükle ne alakası var diyenlere soruyorum: O zaman sizler de bunu yapanların siyasi konumlarına bakmaksızın, İslam’a ve Türklüğe zarar veren bu alçakları sorgulayın, ifşa edin. Partilerinizden atın, adaylıklarını iptal edin vb. Bunu yapmadığınız sürece sizler de aynısınız demektir!
***
Bu yazıyı bir parti, kesim, şahıs vb. açısından değil, bir bütün açısından yazdım. 
Toplum moralitesi yani ahlakı açısından dönüp aynaya baktığımızda emin olun kirli bir yüz göreceksiniz! Eğer göremezseniz, gözleriniz de gönül gözünüz de kirden kapanmış demektir!