AK Parti’den, Filistin Devleti’ni tanıyan ülkelere yönelik yapılan açıklama, sadece diplomatik bir destek mesajı değil; aynı zamanda insanlık adına verilmiş derin bir ahlaki duruşun da altını çiziyor. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in bu açıklaması, küresel vicdanın uyanmaya başladığına dair bir işaret olarak değerlendiriliyor.
Dünyanın gözü uzun süredir Gazze’de. Her gün sosyal medya akışlarında yer alan yıkılmış evler, enkaz altından çıkarılan çocuklar ve kaybolan hayatlar, artık sadece ekranlarda değil, devletlerin karar mekanizmalarında da yankı bulmaya başladı. İngiltere, Kanada ve Avustralya’nın Filistin Devleti’ni tanıma kararı da bu yankının güçlü bir tezahürü olarak kayıtlara geçti.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, yaptığı açıklamada bu kararın yalnızca diplomatik bir tanımadan ibaret olmadığını vurguladı. “Bu karar, soykırım şebekesine karşı verilmiş güçlü bir cevaptır” diyerek aslında çok daha büyük bir küresel harekete işaret etti.
tanınma değil, insanlık onurunun yeniden inşası
Filistin’in tanınması, uzun yıllardır siyasi tartışmaların gölgesinde kalan bir konu olarak uluslararası platformlarda ele alınıyordu. Ancak son yaşanan gelişmelerle birlikte mesele, siyasi bir gündem maddesi olmaktan çıkarak doğrudan insan hakları, adalet ve evrensel değerler alanına kaydı.
Çelik, bu bağlamda yaptığı açıklamada, Filistin davasının artık sadece siyasi değil, insanlık değerlerinin bir sembolü haline geldiğini belirtti. Özellikle “Başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti” vurgusu, hem bölgesel barışın hem de uluslararası hukuk normlarının yeniden tesis edilmesine yönelik güçlü bir çağrı olarak değerlendirildi.
sokaklardan çıkan ses artık hükümet kararlarında
Son aylarda dünyanın dört bir yanında Filistin’e destek için düzenlenen kitlesel yürüyüşler ve protestolar, artık sadece sivil tepki düzeyinde kalmıyor. İngiltere, Kanada ve Avustralya gibi ülkelerin aldığı kararlar, bu sokak hareketlerinin yalnızca geçici bir tepki değil, devlet politikalarına yön verebilecek kadar güçlü bir irade taşıdığını gösteriyor.
Ömer Çelik de bu gerçeğe dikkat çekerek, “Bu tanımalar, insanlık değerlerine sahip çıkan asil insanların sesidir” dedi. Yani bu kararlar, sadece birkaç diplomatik hamle değil; halkın vicdanıyla şekillenen yeni bir uluslararası düzenin habercisi olarak görülüyor.
insanlık ittifakı ve yeni küresel denge
Açıklamanın en dikkat çekici yönlerinden biri de "insanlık ittifakı" kavramı oldu. Çelik’in bu ifadesi, Batı'nın siyasi kutuplarına sıkışmış geleneksel dış politika anlayışına karşı, daha evrensel ve değer odaklı bir küresel iş birliği çağrısını temsil ediyor.
"İnsanlık ittifakı, ateşkesin sağlanması ve soykırım şebekesinin yargılanması hedeflerine ulaşmalıdır" diyen Çelik, bu duruşun sadece sözde değil, eylemde de karşılık bulması gerektiğini vurguladı. Bu açıklama, yakın gelecekte daha fazla ülkenin Filistin'i tanıması ve İsrail'e karşı uluslararası hukukun işletilmesi yönünde artan bir baskıyı da beraberinde getirebilir.
gözler erdoğan’ın bm genel kurulu konuşmasında
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yapacağı konuşma, bu yeni küresel uyanışın sesini daha da büyütecek bir platform olarak görülüyor. AK Parti tarafından yapılan açıklamada, Erdoğan’ın konuşmasının “insanlık ittifakının sesi” olacağı vurgulandı.
Bu da aslında Türkiye’nin Filistin davasındaki rolünü sadece bir destekçi değil, öncü aktör olarak konumlandırdığının altını çiziyor. Erdoğan’ın BM kürsüsünden vereceği mesajların, Filistin meselesine dair uluslararası tutumu daha da şekillendireceği tahmin ediliyor.