İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Politika CHP’de ihraç depremi: Gürsel Tekin ve Ali Mahir Başarır arasında söz savaşı kızışıyor

CHP’de ihraç depremi: Gürsel Tekin ve Ali Mahir Başarır arasında söz savaşı kızışıyor

CHP'de gerginlik büyüyor. Gürsel Tekin, Ali Mahir Başarır’a sert çıktı: “Çamur değil, lağım akıyor ağzınızdan.”

CHP’de yaşanan kurultay sonrası değişim sancıları, artık perde arkasından değil, açık açık ekranlardan yaşanıyor. Son günlerde yaşanan ihraç kararlarıyla birlikte parti içi çatışma görünür hale gelirken, Gürsel Tekin ile Ali Mahir Başarırarasında yaşanan polemik, CHP tarihinin en sert iç hesaplaşmalarından biri olarak kayıtlara geçti.

gerilimin fitili: istanbul il başkanlığı ataması

İstanbul İl Başkanlığı’na Özgür Çelik’in yerine Gürsel Tekin’in atanmasıyla başlayan kriz, sadece bir görev değişikliği olmaktan çıktı. Partinin köklü isimlerinden Gürsel Tekin’in bu kararla birlikte yeniden ön saflara çekilmesi, bazı grupların tepkisini çekti. Bu tepkiler kısa sürede medya aracılığıyla kamuoyuna yansıdı.

Ancak esas kırılma, Tekin’in ve gazeteci kökenli siyasetçi Barış Yarkadaş’ın da içinde bulunduğu 6 ismin partiden ihraç edilmesiyle yaşandı. Bu gelişmenin ardından CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır’ın yaptığı açıklamalar, ortamı daha da gerdi.

başarır: “hainlere sesleniyorum”

Adapazarı’nda yaptığı bir konuşmada isim vermeden Tekin ve Yarkadaş’ı hedef alan Başarır, “Partimize darbe yapmak isteyen dahili ve harici hainlere sesleniyorum” diyerek oldukça sert bir çıkış yaptı. Başarır, sözlerini CHP’nin tarihsel değerlerine atıfla süsledi: “Biz Bandırma Vapuru'na binenlerin partisiyiz. Ne saray ne emperyalizm bizi korkutabilir!”

Sosyal medyada yoğun şekilde paylaşılan bu konuşma, parti tabanında hem destek hem de tepkiyle karşılandı.

tekin’den yanıt gecikmedi: “çok zıpladın, haddini aştın”

Gürsel Tekin ise aynı sertlikte cevap verdi. Sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Başarır’a yüklenen Tekin, “Ali Mahir, çok zıpladın; haddini aştın” diyerek doğrudan hedef aldı. Ancak asıl dikkat çeken, Tekin’in kullandığı şu ifadeler oldu:
“Sen Bandırma Vapuru’na değil, Aziz İhsan Aktaşların ve itirafçıların kayığına binmeye layıksın.”

Bu sözlerle Tekin, Başarır’ı yandaş medya ve parti içi klikler ile aynı safta olmakla suçladı. Açıklamasının devamında ise oldukça çarpıcı sözler yer aldı:
“Savaş meydanlarında kurulmuş Cumhuriyet Halk Partisi'ni savunmak için sustuk. Ama siz suskunluğumuzu korku sandınız. Artık söz sırası bizde.”

medya ve “partili fondaşlara” da mesaj var

Gürsel Tekin’in hedefinde sadece Başarır yoktu. Now TV, Halk TV ve Sözcü TV gibi muhalif kanalları da eleştiren Tekin, söz hakkı verilmemesinden yakındı.
“Günlerdir ulaşmaya çalışıyoruz ama telefonlar sessiz. Hangi güç sizin bize söz hakkı vermenizi engelliyor?” sözleriyle medya üzerindeki etkileri sorguladı.

Ayrıca Başarır’a aile terbiyesi üzerinden de göndermede bulunan Tekin, “Cumhuriyet Halk Partisi terbiyesini de mi hiç duymadınız?” diyerek kurumsal değerlerin altını çizdi.

ihraç kararları geri dönüşsüz mü?

CHP’de bu tür sert çıkışların ardından genelde bir yumuşama beklense de, mevcut durumda geri adım sinyali veren herhangi bir açıklama yapılmadı. Gürsel Tekin’in açıklamaları, yeni bir restleşmenin değil, daha kapsamlı bir kopuşun habercisi olabilir.

İhraç edilen isimlerin partiye dönüş ihtimali tartışılırken, kamuoyunda şu soru daha fazla yankı buluyor:
CHP, iç çatışmalarını yönetebilecek bir siyasi olgunluğa mı ilerliyor, yoksa her ayrışma yeni bir parçalanmanın kapısını mı aralıyor?