“Modern hayat, aileyi ve bireyi yalnızlaştırıyor”
Konuşmasında modern yaşamın birey üzerinde oluşturduğu olumsuz etkilerden bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Modernleşmeyi ailesizleşme ve yalnızlaşma üzerinden inşa eden anlayış, ne bireye ne de topluma huzur getirir,” ifadelerini kullandı. Kişisel konforu esas alan yaşam tarzlarının özellikle gençler üzerinden topluma sirayet ettiğini belirten Erdoğan, bu sürecin milli ve manevi bağları zayıflattığını dile getirdi.
“Küresel dayatmalara karşı aileyi korumak bir özgürlük mücadelesidir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel güçlerin geleneksel aile yapısını hedef aldığını belirterek, “Dayanışmacı aile modeli, küresel pazar aktörlerinin istemediği bir yapıdır. Ailesinden koparılmış birey, popüler kültürün bir tüketim nesnesine dönüşmektedir,” dedi. LGBT propagandası üzerinden de değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, bu sapkın ideolojiyi eleştiren sanatçılar, akademisyenler ve siyasetçilerin sistematik şekilde hedef alındığını vurgulayarak, “Bu bir özgürlük ve insanlık mücadelesidir” dedi.
“Doğurganlık oranındaki düşüş, tarihi bir kırılma noktası”
Türkiye’nin doğurganlık hızının 1,48’e gerilemesini “felaket” olarak nitelendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu rakamın kritik eşik olan 2,1’in oldukça altında olduğuna dikkat çekti. Bu durumu sadece sosyolojik değil, stratejik bir tehdit olarak değerlendiren Erdoğan, güçlü aile yapısının yeniden tesis edilmesi için kapsamlı çalışmalar yürüttüklerini belirtti.
Aile ve Gençlik Fonu devrede: 1,2 milyar lira destek
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Mayıs itibarıyla doğum yardımı ödemelerinin toplu şekilde yapılacağını açıkladı. Toplamda 1,2 milyar liralık destek, 163 bin 295 haneye ulaştırılacak. Ayrıca Aile ve Gençlik Fonu kapsamında şimdiye dek yaklaşık 114 bin kişi başvurdu, 41 bin çift destek almaya hak kazandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü bir şekilde aile kurumunu sahiplenmesi, Türkiye'nin gelecek nesillerini koruma kararlılığını ortaya koyarken, devletin sosyal yapıya yönelik kapsamlı reformlarına da işaret ediyor. “Aile olmadan millet, millet olmadan gelecek olmaz” vurgusu, yeni dönemin ana eksenini oluşturacak.