Türkiye siyasetinin odak noktasında, "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda yürütülen çalışmalar çerçevesinde tarihi bir buluşma gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin kilit aktörlerinden DEM Parti'nin (eski adıyla HDP/DTP süreçlerinde yer alan) heyetini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul etti. Bu görüşme, ülkede barış ve toplumsal huzur arayışlarının yeni bir faza geçtiği sinyalini veriyor.
Görüşme, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin destek ve fedakârlıklarıyla başlatılan sürecin bir parçası olarak görülüyor. Bu sürecin yasal zemini için TBMM'de kurulan komisyon, çalışmalarını sürdürürken, Beştepe'deki bu diplomatik trafik, sürecin siyasi boyutunun ne denli ciddiye alındığını ortaya koydu.
Külliye'deki Kritik Temasın Detayları
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ağırladığı heyette, DEM Parti'nin önemli isimlerinden, aynı zamanda TBMM Başkanvekilliği görevini de yürüten Pervin Buldan ile Şanlıurfa Milletvekili Mithat Sancar yer aldı. Her iki ismin de, geçmişteki "İmralı heyeti" deneyimi nedeniyle, görüşmenin ana gündem maddesinin, barış ve demokratik çözüm sürecine dair yol haritası olduğu tahmin ediliyor.
Bu buluşma, 10 Nisan'da gerçekleşen ve 13 yıl aradan sonraki ilk temas olarak kayda geçen görüşmenin ardından ikinci kritik randevu olarak değerlendiriliyor. İlk görüşmede heyette yer alan ve daha sonra vefat eden siyasetçi Sırrı Süreyya Önder'in yerine, bu defa Mithat Sancar'ın bulunması dikkat çekti.
Görüşme sonrasında DEM Parti kanadından yapılan açıklama, temasın içeriğine dair ilk somut bilgileri sundu. Yaklaşık bir saat süren oturumda heyetin, "Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nin ulaştığı mevcut aşama ile bu aşamadan sonra atılması gereken adımlara ilişkin kendi perspektiflerini ve önerilerini" Cumhurbaşkanı'na detaylı bir şekilde aktardığı ifade edildi. Bu açıklama, tarafların sadece mevcut durumu değerlendirmekle kalmayıp, sürecin geleceğine yönelik aktif bir rol üstlenme niyetinde olduğunu gösteriyor.
Bu randevu, Türkiye'nin iç siyasetinde uzun yıllardır tartışılan en hassas konulardan birinin, en üst düzeyde ve doğrudan muhataplık zemininde ele alınmaya devam ettiğinin somut bir göstergesi. Gözler şimdi, bu görüşmelerin Meclis komisyonunun çalışmalarına ve genel siyasete nasıl yansıyacağına çevrildi.