İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Politika Devlet imkanlarıyla seçim...

Devlet imkanlarıyla seçim...

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı makamının elinde tutup, İzmir olmayınca bu kez de İstanbul gibi büyük bir şehrin büyük şehir belediye başkanı olmaya çalışan son başbakan Binali Yıldırım'a yönelik eleştiler devam ede dursun genel de yerele baktığımız da hep aynı manzara ile karşılaşırız..

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı makamının elinde tutup, İzmir olmayınca bu kez de İstanbul gibi büyük bir şehrin büyük şehir belediye başkanı olmaya çalışan son başbakan Binali Yıldırım'a yönelik eleştiler devam ede dursun genel de yerele baktığımız da hep aynı manzara ile karşılaşırız..
Hala İstanbul Beylikdüzü'nün Belediye Başkanlık makamını elinde tutup, İBB Başkan Adayı olan Ekrem İmamoğlu'nun yanı sıra bir çok milletvekilinin hem milletvekili hemde belediye başkan adayı olduğu ve bu adaylık sürecinde de kendi imkanlarından çok katlamalı milletvekili maaşı da dahil devletin imkanlarını kullandığını bir gerçekken gözlerin hep üste yani Ankara, İstanbul ve diğer büyük kentlerde ki bu duruma takıldığını da görmekteyiz.
Ama aynı sorunun hatta daha hunharcasının altta da yani gözler,n çok çevrili olmadığı Ardahan gibi yerlerde de yaşandığını görmek mümkün.
Ve bu durumun valiler, kaymakamlar ve de mevcut belediye başkanlarının aracılığıyla yapıldığında görmek gerekir.
Devletin imkanlarını hunharca harcayıp, bir partinin, bir kişinin seçim emrine sunanların aslında oyunu istedikleri halkın olanı kendilerine yönelik harcadıklarını da bilinse de bu işte yaralananın sadece iktidar olmadığı gibi muhalefetinde aşağı kalmadığını da görmekteyiz.
Bunun en son örneği Avrupa Birliği parasıyla ülkede ki bir çok kayak tesisinden daha modern hala getirilen ama Kars-Tiflis-Bakü Demiryolu veya diğer adıyla Doğu Treni için verilen sözün yani Ardahan-Göle Yolu üzerinde bir kılçık yolun yapılmadığı Ardahan Kayak Tesisinin imkanlarını kendi seçim imkanları için kullanan mevcut iktidar ve onun kadrolu kamu personelidir..
Seçimlere doğru giderken milletvekilinin başkanlığında tüm AK Partili adayların, aday adayların ve onları oraya taşıyan şoförlerin adeta çiftliği haline gelen Yalanızçam Kayak Tesislerini tanıtmak için ayrılan 1 Milyonluk bütçenin hesabını sorma gereği bile duyamayanların bu ve buna benzer hesapları sordukları halde kendilerine de hesap sorulacağını bilmeleri ise işin diğer acı bir o kadarda alenen görünen tarafı olarak karşımız da durmakta.
Kısacası elinde bulundurduğu imkanların yanı sır eli altında olan devletin sarayını, uçağını yetmedi tüm kamu personelini yeniden seçilmek için kullananların bir hayli çok olduğu ülkemde bunu eleştirecek ne bir muhalefet nede bir basın olmadığını ve onlarında iktidar gibi devletin imkanlarından nemalandığı bir sistemin hala devam ettiği bir ülkede hep birlikte bir seçime doğru giderken gidene değil bu imkanlarla gelecek olan oyları sayarak hem zaman hem de para kayıp ederiz, demokrasi adına seçime gidildiği ileri sürülen ülkemde..

Yönetim anlayışı
Bir ülkenin nasıl yönetilmesi gerektiği yönünde yapılan tartışmaların masada olması gerekirken saha da çatışmalarla devam etmesi kime ne kazandırıyor?Ölümler, göz yaşları, hendek kazıyarak ve ablukalar ile bu ülkenin yönetiminin değişmeyeceği aksine o ülkenin gün geçtikçe daha da içinde çıkılamaz bir hal alacağını algılamayanların her gün, her saat, her dakika yere düşen canları geri getirme gibi bir şanslar var mı?İnsan öldürerek, kentleri harabeye çevirerek, köyleri boşaltarak ülkenin yönetimi değiştirmeye kalkanların her geçen gün yıkılan kardeşlik duvarının altında birlikte kalacaklarını da görememeleri bu ülkenin diğer en büyük şansızlığı değil mi?