New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler 80. Genel Kurulu kapsamında kritik temaslarda bulunan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail’in bölgede yürüttüğü politikaları sert sözlerle eleştirdi. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Yıllık Koordinasyon Toplantısı’na başkanlık eden Fidan, “İsrail’i ifşa etmeliyiz” sözleriyle adeta uluslararası camiayı uyanmaya davet etti.
Filistin’in tam BM üyeliği, uluslararası meşruiyet ve bölgesel barışa dair mesajlar veren Fidan, İsrail’in sadece Filistin’e değil, tüm bölgeye tehdit oluşturduğunu vurguladı. Özellikle son dönemde artan hukuksuzluklara dikkat çeken Bakan, İsrail’in Gazze ve Batı Şeria’daki politikalarının açıkça “soykırım ve etnik temizlik” niteliğinde olduğunu ifade etti.
israil’in yayılmacı stratejisi: haydut devlet uyarısı
Fidan, İsrail’in politikalarını yalnızca askeri değil, siyasi ve diplomatik boyutlarıyla da değerlendirdi. Netanyahu liderliğindeki rejimin "Büyük İsrail" hayaliyle hareket ettiğini vurgulayan Bakan, bu vizyonun sadece Filistin halkını değil, bölgesel istikrarı da hedef aldığını belirtti.
“İsrail, artık bir haydut devlet profiline bürünmüştür. Yayılmacı stratejileriyle bölgemizi kaosa sürüklemeye devam ediyor” diyen Fidan, uluslararası adalet mekanizmalarının aktif devreye alınması gerektiğini belirtti. Uluslararası Adalet Divanı (UAD) ve Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) süreçlerinin hızlandırılması gerektiğini ifade eden Bakan, hukuki mücadelenin güçlendirilmesini önerdi.
filistin’in tanınması için tarihi fırsat
Filistin’in tam BM üyeliği için küresel ölçekte yakalanan diplomatik ivmeye dikkat çeken Fidan, bu sürecin kaçırılmaması gerektiğini vurguladı. “Filistin’in tanınması, sadece bir devletin tanınması değil; adaletin, insan haklarının ve uluslararası hukukun yeniden inşasıdır” sözleriyle çağrısını yineledi.
Bakan, İsrail’e yapılan tüm silah ve mühimmat sevkiyatlarının durdurulması için İİT ülkelerinin ortak hareket etmesi gerektiğini belirtti. Aynı zamanda medyanın ve uluslararası sivil toplumun da bu konuda daha aktif ve şeffaf olması gerektiğini savundu.
suriye ve batı trakya vurgusu: sessiz kalan da sorumludur
Konuşmasının devamında Suriye’nin istikrarı konusuna da değinen Fidan, bölgedeki İsrail kaynaklı saldırıların sona erdirilmesinin hayati önem taşıdığını belirtti. Suriyeli halkın yeniden inşa sürecinde desteklenmesi gerektiğini ifade eden Fidan, İİT ülkelerini bu konuda sorumluluk almaya çağırdı.
Öte yandan Batı Trakya’daki Müslüman Türk azınlık ve On İki Ada’daki hak ihlalleri de konuşmanın önemli başlıklarından biri oldu. “Bu insanlar, en temel özgürlüklerden bile mahrum bırakılıyor. Bu durum yalnızca Yunanistan’ın değil, uluslararası toplumun da vicdani sorumluluğudur” dedi.
islam düşmanlığına karşı ortak duruş çağrısı
Fidan, son dönemde artan İslam karşıtı ırkçı eylemler konusuna da sert tepki gösterdi. Avrupa başta olmak üzere birçok ülkede Müslüman toplulukların hedef haline geldiğini belirten Bakan, tüm İslam dünyasının ortak bir tepki ortaya koyması gerektiğini ifade etti.
“İslamofobi sıradan bir nefret söylemi değildir. Bu, doğrudan insan hayatını tehdit eden bir güvenlik sorunudur”diyen Fidan, medyadan siyasete kadar geniş bir yelpazede farkındalık oluşturulması gerektiğini savundu.
diplomasiden öte: vicdanın sesi yükseliyor
Hakan Fidan’ın çağrısı, klasik bir diplomatik açıklamadan öte, insanlık vicdanına yöneltilmiş güçlü bir mesaj olarak yankı buldu. İsrail’in bölgesel politikalarının yalnızca Ortadoğu’yu değil, küresel dengeleri de tehdit ettiğini savunan Fidan, uluslararası toplumun artık sessiz kalamayacağını belirtti.
Bu açıklamalar, sadece bir dışişleri bakanının politik değerlendirmesi değil; aynı zamanda adalet, insan hakları ve barışın yeniden inşası için verilen bir mücadele çağrısı niteliğinde.