İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Garson ve asker

7 Haziran olmadı, 1 Kasım.. Olmadı 31 Mart.. Daha olmadı 23 Haziran seçimleri ve başkanlık dahil ekonomiye büyük hasar veren diğer birçok seçim ile halen yüz göz olduğumuz bu süreçte iki adım ileriye gitmesi için uğrunda verilen onca ağır bedele karşın bir adım ileriye gidemeyen özlemi çekilen demokrasiyi tartışmaya devam ediyoruz.

7 Haziran olmadı, 1 Kasım.. Olmadı 31 Mart.. Daha olmadı 23 Haziran seçimleri ve başkanlık dahil ekonomiye büyük hasar veren diğer birçok seçim ile halen yüz göz olduğumuz bu süreçte iki adım ileriye gitmesi için uğrunda verilen onca ağır bedele karşın bir adım ileriye gidemeyen özlemi çekilen demokrasiyi tartışmaya devam ediyoruz.
İktidara geldiği günden beri askeri vesayet  dahil bir çok antidemokratik uygulamayı ortadan kaldıracağını, resmi devlet lojmanları dahil milyonlar yutan makam araçları gibi devletin bütçesini hortumlayan onca işi engelleyeceğini ileri sürüp ilk yıllarda bu yönde ciddi  adımlar atan ardından 28 Haziran seçimleri öncesi Kürt seçmenden oy almak uğruna buzluktan çıkarıldığı ileri sürülen barış süreci dahil bir çok demokratik adımlar atan dünkü iktidar halen bugün ki iktidardır. 
Adı, Adalet ve Kalkınma olan mevcut iktidarın son olarak 31 Mart seçimleri ardından ortaya koyduğu tavırlarla Adaleti de, piyasaları ve toplumu her geçen gün daraltan ve de bunaltma noktasına getiren ekonomik politikalarıyla Kalkınmayı da yüzüne gözüne bulaştırmanın sıkıntısı içinde o ilk yıllarda ki demokratik adımlarından vazgeçen de aynı iktidardır.
Aynı iktidarın başı olan Başkan Erdoğan'ın son açıklamalarında demokrasinin beklentileri içinde olan ''hukuk mevzuatımızı gözden geçirilmesi gerekiyor'' derken bunları yapacak olanların 17 yıldır iktidar olan     partisinin ve kendisinin olduğunu unutması da bu iktidarın işine geldiğinde Demokrasiyi, Adaleti, Hukuku hatırladığını ortaya koymaktadır.
Gelelim bugün ki yazımıza başlık olan Garson ve Asker meselesine..
Aslında ''Kürt Memet Nöbete'' olması gereken başlığımızda bu ülkenin meselesi Garson ve Asker meselesi demokrasinin ana meselesidir.
Yani son olarak CHP'li kadın milletvekili Nurhayat Altaca'nın 31 Mart seçimleri ardından mecliste yaptığı konuşmada yaşananların darbeye yol açtığını ima etmesi birilerinin kafasında halen askeri nöbetçi olarak gördüğünü ve zamanı geldiğinde nöbete     çağrılacağını ima etmesidir.
Yani demokrasin önünü açacaklarını iddia edenler, iktidara geldikten sonra bu iddialarını unutanların askeri yönetimlerdeki gibi '' Ben Bilirim'' diyerek yönetim şekillerini kınarken bilinç altlarında hala askeri nöbete çağırdıkları da diğer bir gerçektir. 
İşte burada mevcut iktidarın ve muhalefetin askeri cunta veya yönetim anlayışını tetikleyen, akıllara getiren ve de  söyleten antidemokratik uygulamaları işlerine geldiğinde kullanmamaları değil asıl unutulmaması gerekenin demokrasinin olduğunu bilmeleri ve işi Garson Askere bırakmamaları gerekmektedir. 
Çünkü adı üstünde, Garson!
Yani isteneni yapan Garson da, Asker de, Sivil de, Siyasetçi de olabilir..
Ve görevi yapacak olanın Garson, Asker değil ona işveren sivildir, halktır, halkın seçtiği siyasetçidir.
Görevi de yapması gereken asker değil,     sivildir, siyasetçidir..
Bunun olması ve devam etmesi içinde Askeri vesayetlerden uzak, iktidarın gücünden faydalanıp antidemokratik uygulamaları demokrasiymiş diye yutturmamak, birilerinin yani solcu, aydın, demokrasi yanlısı parti olduğunu iddia eden ama kendi beceriksizliğini hep başkalarına becertmeye çalıştığı ileri     sürülen CHP'li kadın vekilin işaret ettiği o anlayışı tetiklememek ve asıl 'biz biliriz,     bildiğimizde sandıkta ortaya koyarız' diyen halkın demokrasi istemiyle başına gittiği sandığa saygı göstermektir..