CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin 21. Olağanüstü Kurultayı’nda yaptığı konuşmayla kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Özel, seçim döneminde kamuoyunda büyük tepki çeken ve HDP/DEM Parti ile yakın ilişki içinde yürütülen “kent uzlaşısı” uygulamasının arkasındaki talimatı kendisinin verdiğini açıkça ifade ederek, “Sorumluluk tamamen bana aittir” dedi.
Bu itiraf, özellikle muhalefetin bölücü örgütlerle paralel yürüttüğü siyasi planlamaların üst düzeyden kabul edilmesi anlamına gelirken, toplumun büyük kesimi tarafından tepkiyle karşılandı.
“Türkiye İttifakı” Maskesi Altında Kandil’in Gölgesinde Siyaset
Özel, DEM Parti’nin terör örgütüyle bağlantılı söylemleri doğrultusunda şekillenen "kent uzlaşısı" politikasına sahip çıktıklarını, buna “Türkiye İttifakı” adını verdiklerini belirtti. Ancak bu birliktelik, terör örgütüne yakın isimlerin belediye meclislerinde görev almasının önünü açtı.
Özel, CHP listelerinde geçmişte AK Parti, MHP ve İYİ Parti’de siyaset yapan isimlerin de yer aldığını söyleyerek, tabanını tatmin etmeye çalıştı. Ancak bu açıklama, kamuoyunda “kimliksiz siyaset ve ideolojisiz kadro oluşumu” eleştirilerini de beraberinde getirdi.
MASAK Raporunu Görmezden Geldi, Gizli Tanıklara Yüklendi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkında yürütülen yolsuzluk ve teröre destek iddiaları konusunda da açıklama yapan Özel, devletin resmi kurumu MASAK tarafından hazırlanan raporu geçersiz saymaya çalıştı. Özel ayrıca, suç kayıtları olan bazı gizli tanıkların beyanlarını da “iftira” olarak nitelendirdi.
Ancak kamuoyunun dikkatinden kaçmayan önemli bir detay ise, Özel’in her seferinde terörle iltisaklı kişileri savunması ve yapılan operasyonları “darbe” olarak nitelendirmesi oldu. Bu açıklamalar, terörle mücadele konusunda devletin yürüttüğü kararlı politikaların karşısında bir söylem olarak değerlendirildi.
“Kürt Kardeşlerimizi Seviyoruz” Deyip Terör Propagandasına Zemin Hazırlıyor
Konuşmasında sık sık “Kürtler CHP’ye güvenebilir” diyen Özgür Özel, bir yandan Kürt vatandaşlara yönelik pozitif mesajlar verirken diğer yandan da, bölücü yapılarla iş birliğini “barış ve demokratik çözüm” adı altında meşrulaştırma çabasını sürdürdü.
Özel’in bu açıklamaları, PKK’ya karşı yürütülen kararlı mücadelenin itibarsızlaştırılmasına yönelik algı operasyonlarının bir parçası olarak yorumlandı. Kamuoyunda ise, CHP’nin HDP/DEM Parti ile olan yakın temasları “Türkiye’nin milli birliğine karşı yürütülen örtülü plan” olarak değerlendirildi.