Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında 30 Eylül 2025’te Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde toplanan Milli Güvenlik Kurulu (MGK), yalnızca yurt içi güvenlik politikalarını değil, aynı zamanda küresel ölçekteki stratejik yaklaşımlarını da masaya yatırdı. Yaklaşık 2 saat süren toplantının ardından yayımlanan 8 maddelik bildiri, Türkiye'nin terörle mücadelesinden Orta Doğu'daki gelişmelere, Kıbrıs politikasından bölgesel barış vizyonuna kadar çok sayıda kritik başlık içerdi.
Bu toplantı, sadece bir güvenlik değerlendirmesi olmanın ötesinde, Türkiye'nin diplomatik yönelimlerine dair güçlü bir manifesto niteliği taşıyor.
Terörle mücadelede sınır tanımayan kararlılık
MGK’nın ilk gündem maddesi, Türkiye'nin terörle mücadelesi oldu. PKK/KCK, PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ gibi örgütlere karşı sürdürülen operasyonların kapsamı genişletilirken, bu yapıların sadece sınır ötesinde değil, yurt içindeki uzantılarına da göz açtırılmayacağı vurgulandı. Türkiye'nin güvenliği söz konusu olduğunda hiçbir tavize yer verilmediği net bir şekilde belirtildi.
MGK bildirisine göre, “terörsüz Türkiye” ve “terörsüz bölge” hedefi, sadece bir güvenlik stratejisi değil, aynı zamanda bir gelecek vizyonu olarak ortaya konuluyor.
Komşu coğrafyalarda istikrar vurgusu
Toplantıda Suriye ve Irak’taki gelişmeler de masadaydı. Türkiye, bu iki ülkenin toprak bütünlüğüne olan saygısını yinelerken, aynı zamanda bölgede terör örgütleri üzerinden yürütülen vekalet savaşlarına karşı duruşunu bir kez daha netleştirdi.
Bildiride, komşu ülkelerin iç işlerine karışmadan ama güvenlik tehditlerini bertaraf edecek şekilde proaktif politikalar geliştirileceği açıklandı.
Gazze’deki insani dram: Türkiye’den dünyaya çağrı
İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü saldırılar, bildirinin en çarpıcı maddelerinden biriydi. Açlıktan ölümlerin yaşandığı, sivillerin hedef alındığı bu insanlık dramına karşı uluslararası kamuoyuna acil harekete geçme çağrısı yapıldı. Türkiye, sadece eleştirmekle kalmayacağını, aynı zamanda adil ve kalıcı bir barış için her türlü yapıcı adıma destek vereceğini ilan etti.
Soykırım karşısında suskun kalmanın kabul edilemez olduğu ifade edilen bildiride, Birleşmiş Milletler’in artık somut adımlar atması gerektiğinin altı çizildi.
kıbrıs ve doğu akdeniz’de kararlı duruş
Milli Güvenlik Kurulu, Kıbrıs meselesinde iki devletli çözüm modeli üzerindeki ısrarını bir kez daha teyit etti. Türkiye’nin, Kıbrıs Türklerinin egemen eşitliğini ve uluslararası statülerini tanımayan hiçbir öneriyi kabul etmeyeceği vurgulandı. Ayrıca, Ada’da barış ortamını tehdit eden tüm girişimlere karşı da kararlı bir duruş sergileneceğiaçıklandı.
Ukrayna’daki savaş: Türkiye barışa hazır
Rusya-Ukrayna Savaşı hakkında yapılan değerlendirmelerde ise Türkiye’nin barışa katkı sunma iradesi dikkat çekti. MGK bildirisine göre, savaşın sadece iki ülke arasında kalmadığı, küresel güvenlik mimarisini tehdit ettiği vurgulanırken, Türkiye'nin ara bulucu rolünü güçlendirme konusunda istekli olduğu ifade edildi.
Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri: nihai barış için ulaşım hattı
Ermenistan ile sürdürülen normalleşme süreci çerçevesinde, Azerbaycan ile Nahçıvan arasındaki doğrudan ulaşım hattı gündeme geldi. Bu hattın, sadece iki ülke için değil, tüm bölge ülkeleri için ekonomik ve stratejik kazanımlardoğuracağı belirtildi. Türkiye’nin bölgesel barış için yapıcı politikalarını sürdüreceği kaydedildi.
Balkanlar’da Türkiye etkisi: Bosna-Hersek vurgusu
Son olarak Bosna-Hersek’teki gelişmeler toplantının son maddesini oluşturdu. Türkiye, bu ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne olan desteğini yineleyerek, anayasal düzenin korunması konusunda her türlü diplomatik çabayı destekleyeceğini ilan etti.