Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Sözcüsü Ömer Çelik, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından yaptığı kapsamlı açıklamada, Türkiye'nin dış politika ve iç gündemindeki en kritik konulara değindi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öncelikli odağının Gazze'deki insani kriz olduğunu belirten Çelik, kalıcı barışın sağlanmasına yönelik yürütülen yoğun diplomatik çabaların detaylarını paylaştı.
Gazze’de Öncelik: Ateşkes ve Nihai Çözüm
Çelik, Gazze’de yaşanan trajedinin son bulması için atılan adımların başında derhal ateşkesin geldiğini vurguladı. Ardından, bölgeyi kalıcı barışa taşıyacak mekanizmaların kurulması için büyük bir mücadele verildiğini ifade etti. Bu çerçevede, esir ve tutuklu takası anlaşmasının önemli bir adım olduğunu, insani yardımların bölgeye en yüksek miktarda ulaştırılmasının sağlandığını kaydetti.
Ancak Çelik, nihai çözümün tek bir formülle mümkün olduğunun altını çizdi: "1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan, toprak bütünlüğüne sahip bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti'nin kurulmasından başka çözüme gidecek bir yol yoktur." Filistin meselesinin, Ortadoğu'daki diğer tüm sorunların kilidi olduğunu belirterek, bölgedeki istikrarın bu temel meselenin çözümüyle doğrudan bağlantılı olduğunu tekrarladı.
Netanyahu'ya 'Katliam' Eleştirisi ve Erdoğan'ın Net Durumu
AK Parti Sözcüsü, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun siyasi kariyerinin 'katliam yapmaya' bağlı olduğunu ve bu durumu alışkanlık haline getirmiş bir figür olduğunu açıkça ifade etti. Çelik, uluslararası toplumun iradesinin ortaya çıkması karşısında Netanyahu hükümetinin şimdilik uyum gösterdiğini, ancak sürecin provokasyona son derece açık olduğunu dile getirdi.
Mısır'da düzenlenen Gazze Zirvesi'ne ilişkin tartışmalara da açıklık getiren Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın duruşunun net olduğunu belirtti: "Cumhurbaşkanımız hiçbir şekilde Netanyahu’nun aynı fotoğraf karesinin içinde olmasını, aynı zirvede bulunmasını veya aynı masada oturmasını kabul etmezdi." Ayrıca, kalıcı barışın tesisi için uluslararası bir garantörlük mekanizmasının hayata geçirilmesinin açık bir ihtiyaç olduğunu da sözlerine ekledi.
İç Gündem: Terör, Cemevleri ve Askeri Hastaneler
Dış politika gündeminin yanı sıra iç siyasete dair önemli başlıkları da değerlendiren Çelik, "Terörsüz Türkiye" sürecini sabote etmeye çalışan hiçbir odağa müsaade etmeyeceklerini kesin bir dille belirtti. Odak noktasının PKK terör örgütünün feshi ve silah bırakması olduğunu hatırlatarak, Suriye'nin güneyindeki ayrılıkçı yapıların istikrarsızlaştırma çabalarına karşı duracaklarını vurguladı.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin hibe ettiği arsa üzerinde yapılan Türkiye'nin en büyük cemevinin açılışının birliğe ve beraberliğe verilen güçlü bir mesaj olduğunu ifade eden Çelik, Bahçeli'ye şükranlarını iletti. Cemevlerinin hukuki statüsüne ilişkin konuların ise Cumhur İttifakı'nın yetkili kurullarında değerlendirileceğini ve müspet bir çerçevede tek bir görüş oluşturulacağını kaydetti.
Son olarak, askeri hastaneler konusuna değinen Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla Milli Savunma Bakanlığı'nın çatışmalar ve krizler çerçevesinde güncel ihtiyaçlara uygun bir çalışma yaptığını ve askeri hastanelerin de bu değerlendirme sürecinde olduğunu bildirdi.