Çekilme Şartı ve Diplomatik Trafik
İstanbul'da gerçekleştirilen Rusya-Ukrayna barış görüşmeleri, savaşın gidişatına dair yeni ve çarpıcı detayları ortaya koydu. İsmi açıklanmayan Ukraynalı bir kaynağın verdiği bilgiye göre, Rusya heyeti, ateşkesin sağlanabilmesi için Ukrayna ordusunun Donetsk, Zaporijya, Herson, Luhansk ve Kırım bölgelerinden tamamen çekilmesini talep etti. Bu talep, savaşın diplomatik çözüm sürecini daha karmaşık hale getirirken, müzakerelerin perde arkasında yaşananlar da netleşmeye başladı.
Rusya'nın Talebi: Beş Bölgeden Askeri Çekilme
Kaynağın aktardığına göre Rus heyeti, İstanbul'daki görüşmelerde çok net bir tutum sergiledi. "Ateşkesin tek koşulu, Ukrayna ordusunun belirlenen beş bölgeden tamamen çekilmesidir" ifadesi, görüşmelere damga vurdu. Söz konusu bölgeler, 2014’ten bu yana çatışmaların yoğunlaştığı ve Moskova’nın stratejik öncelikleri arasında yer alan noktalar.
Bu talep, yalnızca askeri bir geri çekilme değil, aynı zamanda bu bölgelerin kontrolünün de fiilen Rusya’ya devri anlamına geliyor. Ukrayna tarafı için bu şart, kabul edilmesi son derece güç bir siyasi taviz olarak değerlendiriliyor.
ABD'nin Rolü ve Barış Taslağının Ötesine Geçen Talepler
İddiaya göre, Rusya'nın bu yeni talebi, geçtiğimiz ay ABD'nin Moskova ile yürüttüğü barış istişarelerinde sunduğu taslak anlaşmanın ötesine geçiyor. Bu da sürecin sadece ikili değil, çok taraflı ve küresel etkilerle şekillendiğini gösteriyor. ABD'nin perde arkasında oluşturduğu diplomatik denge, İstanbul’daki görüşmelere doğrudan yansımış durumda.
Peskov'dan Kapalı Kapılar Ardında Diplomasi Vurgusu
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, müzakerelere dair doğrudan açıklama yapmaktan kaçındı. Ancak basın mensuplarının ısrarlı soruları karşısında, “Müzakereler tamamen kapalı kapılar ardında yürütülmelidir” diyerek sürecin gizliliğine vurgu yaptı. Peskov ayrıca, öncelikli adımın esir takası olduğunu, ardından daha detaylı müzakerelerin başlayacağını ifade etti.
Trump Devreye Giriyor: Putin ve Zelenski ile Görüşme Planı
İstanbul’daki zirvede yer almayan ancak süreci yakından takip eden ABD Başkanı Donald Trump, barışın sağlanabilmesi adına diplomatik girişimlere hazırlanıyor. Trump, sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı açıklamada, Pazartesi günü Putin ve Zelenski ile ayrı ayrı görüşeceğini belirtti. Trump’ın odak noktası ise oldukça net: "Haftada 5 binden fazla askerin hayatına mal olan kan gölünü durdurmak."
Trump, "Eğer ben gitmezsem Putin de gitmez" sözleriyle diplomatik etkisini vurgularken, gerekirse İstanbul'a bizzat geleceğini de dile getirdi. Bu çıkış, ABD’nin yeniden sahada aktif rol alacağının sinyali olarak değerlendiriliyor.
Zirve Süreci: Erdoğan’ın Ev Sahipliği ve Lider Trafiği
Tarihi zirvenin başlangıç sinyali, 11 Mayıs’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından verilmişti. Putin, doğrudan müzakerelerin 15 Mayıs'ta İstanbul'da başlaması teklifini gündeme getirerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan ev sahipliği talebinde bulunmuştu. Putin’in çağrısına karşılık Zelenski İstanbul’a gelirken, Putin yerine bir heyet göndermeyi tercih etti. Bu durum Ukrayna tarafında tepkiyle karşılanırken, Zelenski zirveyi erken terk etti.
Görüşmeler Devam Etti: Esir Takası Anlaşması Sağlandı
Her şeye rağmen, İstanbul’daki görüşmeler meyve verdi. Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Türkiye-ABD-Ukrayna ve Türkiye-Rusya-Ukrayna üçlü toplantılarında taraflar esir takası konusunda uzlaşmaya vardı. Ukrayna Savunma Bakanı Rüstem Umerov, yaptığı açıklamada, "Karşılıklı olarak 1000 savaş esirinin takasında anlaşma sağladık" dedi.
Rusya heyeti ise, "Görüşmelerden memnunuz. Ateşkese dair bakış açıları detaylıca sunuldu. Müzakereler sürecek" açıklamasında bulundu. Bu gelişme, taraflar arasındaki diplomatik kapıların tamamen kapanmadığını gösteriyor.
